Ürünlerimiz    İletişim    ilan ekle
 Anasayfa
 Ürünlerimiz
 Yemek Tarifleri

 Ana Sayfa
 Tarımsal Haberler
 Arıcılık
 Bağcılık
 Balıkçılık
 Beslenme
 Büyükbaş Yetiştiriciliği
 Gıda
 İpekböceği
 Kanatlı
 Kooperatifcilik
 Küçükbaş yetiştiriciliği
 Meyvecilik
 Sebzecilik
 Tavukçuluk
 Sulama
 Gübreleme
 Peyzaj
 Yetiştiricilik
 Bize Ulaşın
 Linkler
 Toprak su Muhafazası
 Destekleme
 Site Haritası
 Ürünlerimiz


Ürünlerimiz
Meyve fidanı
Aşı Bağı
Meyve tohumu
Aşısız yabani çöğür
Klonal çöğür


 Bilgi için
0 544 543 7177
cinarziraat@hotmail.com

Meyvecilik Ana Sayfası



ÜZÜMSÜ MEYVELER

 

Bu dersimizde üzümsü meyvelerden Çilek, Böğürtlen, Ahududu ve Kuşburnu yetiştiriciliğini, meyve hastalık ve zararlıları ile mücadelesi konularını işleyeceğiz.

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Üzümsü meyveler içerisinde en önemli yeri tutan çilek ( Fragaria sp.) dünyanın birçok yerinde yetiştirilmektedir. Çok yıllık, otsu herdem yeşil bir bitki olan çilek lezzeti, vitamin ve mineral madde kapsamı ile dünyada milyonlarca kişinin diyetine girmiştir. Kültürü yapılan çilekler çevre koşullarına uyumda geniş bir varyasyon gösterirler. Bir yörede çok iyi gelişen verimli bir çeşit, farklı çevre şartlarına sahip başka bir yerde tatminkar olmayabilmektedir.

Çilek üretimi dünyada üzümsü meyveler içerisinde en önemli yeri tutmaktadır. İlkbaharda hiçbir meyvenin bulunmadığı bir zamanda olgunlaşması nedeniyle, tüketici tarafından aranılan bir meyvedir. Bu nedenle diğer meyveler pazara gelinceye kadar yüksek fiyatla alıcı bulabilmektedir.

Diğer bir çok meyve türünün henüz pazara sürülmediği aylarda pazarda bulunabilmesi, albenisi ve C vitamini içeriğinin oldukça yüksek oluşu, bu meyvenin son derece bilinçli hareket eden tüketicilere sahip ABD, Kanada, Japonya ve Avrupa pazarlarında çok tutulmasına ve yüksek fiyatlarla satılmasına neden olmuştur. Lezzetli, vitamin ve mineral maddece zengin, taze tüketimi yanında işlenerek ya da dondurularak kullanılan ve gün geçtikçe aranılan bir meyve olması nedeniyle son yıllarda geniş bir tüketiciye hitap eder olmuştur. Ara ziraat olarak yetiştiriciliği gibi, diğer ürünlerin sınırlı yetiştiği yamaç ve dağ köylerindeki arazide de yetiştirilebilmektedir. Değişik iklim ve toprak karakterleri yönünden ülkemiz çilek yetiştiriciliğinde önemli bir potansiyele sahiptir.

Çilek ülkemizde yakın bir geçmişe kadar sadece İstanbul, Bursa ve Karadeniz Ereğlisi yörelerinde yetiştirilirken günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. Trakya ve Marmara bölgelerinde Mayıs ayının ilk haftasında, Ege bölgesinde Nisan ortalarında ve güney bölgelerinde Mart ayında olgunlaşmaktadır. Bu devre, ziraatla uğraşan kesimin en fazla paraya ihtiyaç duyduğu bir zamandır. Diğer ürünler için toprak hazırlama, ekim, dikim, gübreleme vb gibi birçok kültürel işlemlere masraf yapmak gerekmektedir. Kârlı bir ziraat kolu olan çilek üretiminde bu mevsimde kazanılan para diğer tarım kolları için büyük destek sağlamaktadır.

Çilek ara ziraatı olarak da yetiştirilebilmektedir. Yeni tesis edilen meyve bahçeleri arasında da çileklikler kurulabilir. İlk seneden itibaren meyve verebilmesi ve uzun vadeli yatırımlara ihtiyaç göstermemesi nedeniyle, yeni tesis edilen meyve bahçesi verime yatıncaya kadar çiftçiye yan bir gelir sağlamış ve bu nedenle de bahçenin maliyet girdilerini azaltmış olur.

Türkiye'nin büyük bir kısmında çilek yetiştirilmektedir. Ancak Türkiye'deki çilek üretiminin büyük bir kısmını Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin üretimi oluşturmaktadır.

İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

Çileğin büyümesine etki eden ekolojik faktörlerin başında iklim, mevki ve toprak gelmektedir. Bu faktörler çilek yetiştiriciliğinin yapılabilme sınırlarını belirleyebildiği gibi, değişik enlemlerde hangi yüksekliklere kadar çilek yetiştirilebileceğini tayin etmektedir. Bu ekolojik şartların aynı zamanda ürünün kalitesine de etkisi vardır.

İklim İstekleri

Çilek -10 °C'ye kadar özel bir önlem almadan yetiştirilebilir. Daha soğuk bölgelerde bitkilerin saman, kuru yaprak vs gibi materyalle örtülerek dondan korunması gerekmektedir. İlkbaharın geç donları, Akdeniz Bölgesi ve benzeri yerlerde zararlı olabilmektedir. Çilekte çiçeklenme uzun bir döneme dağıldığı için, don ürünün tümüne zarar veremez. Bu nedenle çilek, yetiştiricilik riski en az olan meyve türlerinden biridir.

Çiçeklenme zamanı oransal nemin fazla olduğu ve yağışlı geçen bölgelerde hastalık sorunu artar. Özellikle meyvede çürüklük yapan Botrytis hastalığı büyük zararlanmalara neden olabilmektedir.

Bitkilerin üzeri saman vb ile örtülerek dondan korunduğunda çilek soğuk bölgelerde bile rahatça yetiştirilebilmektedir. Böylece soğuk Doğu Anadolu bölgesinden sıcak Akdeniz bölgesine kadar her yörede yetiştirilebilen hemen hemen tek meyve türü çilektir.

Toprak İstekleri

Çilekler saçak köklü bitkiler olup genel olarak derin, verimli, nem tutma kapasitesi yüksek, iyi drene edilmiş, kumlu-tınlı, milli ve süzek topraklarda daha iyi yetişmektedir. Ancak bu toprakların yanında, çok değişik tipli topraklarda da diğer ekolojik şartlar uygun olursa yetişebilmektedir. Kireç miktarı fazla olan topraklar, çilek yetiştiriciliği için tavsiye edilmemektedir. Bu gibi alanlarda çilek yetiştiriciliği yapılması durumunda, fazla kireç demir alımını engellediği için çilekte kloroz görülmektedir. Bu tip topraklarda kloroza dayanıklı çeşitler kullanılmalıdır.

Birçok çilek çeşidi hafif, kumlu, çakıllı veya taşlı topraklarda, killi ağır veya ıslak topraklara nazaran daha iyi yetişmektedirler. Yeni açılmış tarlalar eskilerine oranla daha fazla tercih edilmelidir. Çünkü bunlar daha verimli olup aynı zamanda daha az yabancı ot mücadelesi ve daha az toprak işlemesi istemektedir.

Tipi ne olursa olsun, suyu en iyi drene eden süzek toprak olmalıdır. Toprak seçiminde hastalık ve nematod yönünden de temiz olmasına özen gösterilmesi gerekir. Çilek sökülen bir yere münavebe uygulamadan veya toprak ilaçlanmadan tekrar çilek dikilmemelidir. Diğer taraftan biber, patlıcan, patates ve domates gibi sebze yetiştirilen yerlerde, toprak en az 4-5 yıl dinlendirildikten sonra çilek yetiştiriciliği yapılmalıdır. Aksi takdirde hastalık ve zararlılar karlı bir üretim yapılmasını önler.

Kumlu topraklar genellikle biraz verimsiz olup üzerindeki bitkiler kuraklıktan çabuk zarar görebilmektedir. Hafif kumlu topraklar fazla miktarda su ve humusa ihtiyaç gösterir. Toprak yorgunluğu hafif topraklarda daha çok görülmektedir. Çilek kültürü yapılan toprakların humusca zengin olması istenir. Çilek en iyi olarak hafif asit karakterli topraklarda yetişir. Optimum pH=5.7-6.0 arasındadır. Ancak yeterli organik madde bulunan ve pH=5.0-7.0 arasındaki topraklarda da yetiştiriciliği yapılabilmektedir.

ÇEŞİT SEÇİMİ

Diğer bütün meyve türlerinde olduğu gibi çilek yetiştiriciliğinde de bölge, iklim şartları ve üretim amacına (sofralık veya sanayilik) uygun çeşitlerin seçimi oldukça önemlidir. Çeşit seçerken ;

•  Çeşit bulunduğu bölgeye uygun,

•  Verimli ve hastalıklara dayanıklı,

•  Pazarın aradığı bir çeşit,

•  Yola ve taşımaya dayanıklı,

•  Bitkisi kuvvetli gelişen ve kloroza dayanıklı olmalıdır.

Bu özellikler dışında yetiştirme amacına bağlı olarak; eğer seracılığa uygun çeşit seçimi düşünülüyorsa erkencilik, bazı bölgelerde ise son turfanda hasat bazen meyve iriliği önemli olabilmektedir.

Çeşidi ve özelliği belli olmayan, kaynağı belli olmayan fideler ile bahçe kurulmamalıdır. Bu tip fidelerde çeşitler karıştığı için meyvenin pazar değeri, verim ve pazarlamada güçlüklerle karşılaşılır.

Bölgelere göre değişmekle birlikte yaygın olarak kullanılan çeşitler;

Pajaro: Sofralık ve derin dondurulmaya uygun olan bu çeşit konik şekilli, meyve eti sert, aroması iyidir. Orta erkenci, yüksek verimli olan bu çeşit Akdeniz ve Ege bölgeleri için uygundur. Kloroza duyarlı ancak Botrytise dayanıklıdır.

Chandler: Sofralık olan bu çeşit konik şekilli, meyve eti sert, aroması iyidir. Orta erkenci, yüksek verimli olan bu çeşit Akdeniz ve Ege bölgeleri için uygundur. Kloroza duyarlı ancak Botrytise dayanıklıdır.

Sweet Charlie: Ticari olarak üretimi yapılan çilek çeşitleri içerisinde en erkenci çeşitlerdendir. Orta irilikte meyve, meyve rengi parlak açık kırmızı, meyve eti rengi açık turuncu, tat çok iyi, meyve kalitesi yüksek.

Selva: Gün-nötr özelliğe sahip olan bu çeşit, konik şekilli, meyve eti sert, aroması orta ve sofralık bir çeşittir. Yüksek verimli olan bu çeşit Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Marmara Bölgeleri için önerilmektedir. Kloroza duyarlılık orta, Botrytise dayanıklıdır.

Rapella: Gün-nötr özelliğe sahip olan bu çeşit, yuvarlak-konik şekilli, meyve eti sert, aroması iyi ve sofralık bir çeşittir. Yüksek verimli olan bu çeşit Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Marmara Bölgeleri için önerilmektedir. Kloroza duyarlılığı orta, Botrytise dayanıklıdır.

Seascape: Gün-nötr özelliğe sahip olan bu çeşit yuvarlak konik şekilli, meyve eti sert, aromalı, verimli ve oldukça erkencidir. Akdeniz Bölgesinde erkenci çilek yetiştiriciliğinde yaygınlaştırılması gereken bir çeşittir. Yaprak leke hastalığına duyarlıdır.

Oso Grande: Sofralık yetiştiriciliğe uygun olan bu çeşidin bitkileri kuvvetli büyür. Yüksek verimli olup, kaliteli meyvelere sahiptir. Kloroza dayanıklıdır. Akdeniz ve Ege Bölgeleri için uygundur.

Dorit (216): Sofralık yetiştiriciliğe uygun bir çeşittir. Yuvarlak konik şekilli, meyve eti sert, aromalı, verimli ve oldukça erkencidir. Akdeniz Bölgesinde yetiştiriciliği yaygınlaşmaktadır. Erkenci bir çeşittir. Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleri için uygundur. Botrytise dayanıklı, kloroza ve yaprak leke hastalığına duyarlıdır.

Camarosa: Sofralık yetiştiriciliğe uygun olan bu çeşit oldukça yüksek verimli olup kaliteli meyvelere sahiptir. Meyve eti sert, çok iri ve aromalıdır. Bitkileri çok kuvvetli büyür. Akdeniz Bölgesi çilek yetiştiriciliğine uygundur.

Honey Oye: Derin dondurulmaya ve sanayiye uygun olan bu çeşit konik şekilli, meyve dış rengi koyu kırmızı olup, meyve eti serttir. Kloroza, Botrytise dayanıklıdır. Soğuk Bölgeler için yetiştiriciliğe uygundur.

Yalova-15: Tioga X Arnavutköy çeşitlerinin melezlenmesi sonucunda Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nce ıslah edilip 1985 yılında üretime sunulmuştur. Bitki kuvvetli gelişmekte kloroza dayanıklı, meyve eti orta sert tat ve kokusu çok iyi, yerli çeşitlerimizi aratmayacak bir aromaya sahiptir. Saptan kopması çok kolay, bitkisi kuvvetlidir. Derin dondurulmaya uygun olan bu çeşit Akdeniz bölgesi dışında tüm bölgelere önerilir.

Yalova-104: “Yalova-13 X Tioga” çeşitlerinin melezlenmesi sonucunda Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nce ıslah edilip 1985 yılında üretime sunulmuştur. Bitki kuvvetli gelişmekte ve orta yaygınlıkta gelişmektedir. Kloroza dayanıklı, çiçek sapı orta uzunlukta, meyve koyu kırmızı, tat kalitesi iyi, meyve şekli basık konik, hafif dilimli, meyve içi dolu, meyve eti sert, meyveler oldukça iri, orta geççi bir çeşittir. Hasadın başlangıcında meyvelerde şekil bozukluğu görülebilmektedir.

Tioga: Meyveleri uzun konik şeklinde, parlak koyu kırmızı renkli, orta irilikte meyveye sahiptir. Küçük parlak sarı renkli olan (akenler) cevizcikler meyve etine batık olmadığından toplama ve sınıflama sırasında meyve etinde fazla zararlanma olmamaktadır. Çanak yapraklar meyveden kolay ayrılmaktadır. Meyve eti rengi kırmızıdır. Tioga, eti sert, lezzetli ve verimli bir çeşittir. Ancak pH'nın yüksek olduğu kireçli topraklarda demir klorozuna duyarlıdır. Yola dayanımı iyi olan, orta erkenci, sofralık ve sanayi çeşididir.

Tufts: Özellikle Tioga çeşidinin yetiştirildiği bazı bölgelerde yaz dikimine adapte olmuştur. Olgunlaşma dönemi uzun, bitkileri orta kuvvette ve çok verimlidir. Meyveleri ortalama 17-20 g ağırlığında, Tioga' dan daha büyük, uzun konik ve özellikle ilk meyveler basık konik şeklindedir. Albenisi iyi, dış rengi kırmızı portakal renkte, yola dayanımı iyi olan Tufts, Tioga' dan 5-7 gün daha önce olgunlaşmaktadır. Meyve şekli boyunlu-konik, meyve parlak kırmızı ve meyve eti açık kırmızıdır. Marmara ve Karadeniz bölgesine önerilir.

Aliso: Bir Amerikan çeşididir. Meyvesi iri, orta erkenci meyve eti orta-sert, oldukça verimli, tat kalitesi orta, bitkisi kuvvetli, meyvenin saptan kopması oldukça kolay, erkenci ve seraya da uygun bir çeşittir. Derin dondurulmaya uygun değildir. Reçel marmelat ve meyve suyuna oldukça uygun olan bu çeşidin yetiştiriciliği bütün bölgelere önerilir.

Douglas: Meyvesi iri orta erkenci (Aliso'dan birkaç gün önce) meyve eti sert, oldukça verimli, tat ve kalitesi iyi, konik şekilli, bitkisi kuvvetli, meyvenin saptan kopması kolay, sofralık ve derin dondurulmaya uygundur. Kloroza duyarlı ancak Botrytise (meyve çürüklüğü) dayanıklıdır. Tüm bölgeler için tavsiye edilir.

Sofralık ve derin dondurulmaya uygun olan bu çeşit, meyve eti sert, aroması iyi, oldukça verimli bir çeşittir. Yetiştiriciliği tüm bölgeler için uygundur.

Pocahontas: Meyvesi orta iri, meyve şekli yuvarlak konik, meyve parlak koyu kırmızı, meyve eti rengi dış renkten daha açık, meyve eti orta sert, meyve içi dolu saptan kopması kolay, meyve çürüklüğüne dayanıklı, kloroza orta dayanıklı, sofralık derin dondurulmaya ve sanayiye uygun tat ve koku iyidir. Oldukça verimli olan bu çeşit tüm bölgeler için tavsiye edilir.

Vista: Kaliforniya Üniversitesi tarafından melezleme ıslahı ile elde edilmiştir. Köşeli uzun meyveli olan bu çeşit parlak kırmızı meyve dış renge sahiptir. Meyve eti rengi dış renge yakın. Meyve içi dolgunluğu yarı dolu, saptan kopması zor, kloroza duyarlı, meyve çürüklüğüne dayanıklı, sofralık bir çeşit olan Vista verimli orta erkenci bir çeşittir (Tioga'dan 10 gün önce olgunlaşır).

ÇİLEK FİDESİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Çilek fidesi üretiminde ya doğrudan klasik yolla üretilmiş kol bitkileri (stolonlar) fide üretiminde kullanılmaktadır.

Ülkemizdeki çilek üreticilerinin çoğu fide ihtiyaçlarını ya kendi tesislerinden, yada komşusundan sonbahar temizliği aşamasında ortaya çıkan fidelerden temin etmektedirler. Bu yollarla temin edilen fidelerde ilgili karantina tedbirleri yeterince uygulanmadığından çilek fidesiyle geçen hastalık ve zararlılar daha çabuk yayılmakta, bu durum verim düşüklüğüne ve bunun yanında çeşit karışımına neden olmaktadır.

Ülkemizde çilek fide üretimi üç yolla gerçekleştirilmektedir.

•  Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kuruluşlarında yetiştirilen fideler,

•  Özel sektörün yetiştirdiği fideler,

•  Üreticinin bizzat kendisinin yetiştirdiği fideler.

 

Şekil 1. Çilek fide üretim parselinde fidelerin gelişme durumu

Şekil 2. Sağlıklı Çilek Fidesi

 

 

DİKİM-TOPRAK HAZIRLIĞI

Çilek dikilecek toprak kumsal ise 4-6 ton, normal topraklarda 3-4 ton yanmış çiftlik gübresi, toprak tahlilinden sonra ve dikimden önce 30-35 kg/da azot, fosfor ve potas içeren kompoze gübre verilmelidir. Gübrelemeden sonra, toprak işlenerek gübrenin toprağa karışması sağlanmalıdır. Toprak işlendikten sonra gerekiyorsa toprak fümigasyonu yapılmalıdır. Toprak iyice işlendikten sonra dikim yastıkları hazırlanmalıdır.


MASURALAR


x

x

x

x

x

x

x

x

x

x

x

 

 

 


Şekil 3. Çilekte dikimden önce hazırlanacak masura ve fide dikim şekilleri

Masura genişliği................... 60-70 cm

Masuralar arası.................... 30-40 cm

Masura yüksekliği................ 15-20 cm

Bitkilerin dikim aralığı

Sıra üzeri.................. 30 cm

Sıra arası.................. 25 cm

Azami masura uzunluğu...... 50 m

 

MALÇLAMA

Çilek üretim alanının plastik, saman, kuru ot v.s. ile örtülmesine “ malçlama ” denir. Malçlama ile;

•  Ot kontrolü,

•  Sulama aralığının uzatılması,

•  Meyvelerin temiz kalması,

•  Meyvelerde daha az meyve çürüklüğü ( Botrytis ) görülür.

En pratik malçlama plastik malç ile yapılmaktadır. Dikim yastıkları hazırlanırken elde mevcut plastiğin genişliği dikkate alınmalıdır. Kullanılacak plastik mutlaka güneş ışınlarına dayanıklı (UV katkılı) olmalıdır.

YETİŞTİRME SİSTEMLERİ

Örtü Altı Yetiştiriciliği

Isıtılan ve ısıtılmayan cam sera veya yüksek ve alçak tünellerde yapılmaktadır. Bu yetiştiricilikte dekar başına yapılan giderler çok fazladır. Bu nedenle en erken en yüksek verim verebilen örtü sistemlerinin ve buna uygun dikim yöntemlerinin ve çeşitlerin seçilmesi gerekmektedir. Seralarda 4-6 hafta, yüksek tünellerde 2-4 hafta, alçak tünellerde 1-2 hafta erkencilik sağlanabilir. Örtü altında Aralık-Ocak aylarından itibaren ürün elde edebilmektedir.

Açıkta Yetiştiricilik

Çilek –10 C°'ye kadar özel bir tedbir almadan yetiştirilebilir. Daha soğuk bölgelerde bitkilerin saman, kuru yaprak gibi materyaller ile örtülerek dondan korunması gerekir. İlk ürünler Akdeniz bölgesinde Mart ortasından itibaren, diğer bölgelerimizde ise Mayıs-Haziran aylarından itibaren alınmaya başlar. Verim örtü altı yetiştiriciliğine göre düşüktür. Kış aylarındaki düşük sıcaklıklardan, açan çiçek ve meyveler zararlanmaktadır.

DİKİM ZAMANLARI

Yaz Dikimi

Yaz dikiminde Frigo fide ler kullanılmaktadır. Frigo fide ler, fidelikten Aralık-Ocak aylarında sökülerek temizlenen fideler “ Benlate ” ile ilaçlanarak –2 C° de soğuk hava depolarında muhafaza edilmiş olan fidelerdir. Dikimi yapılan frigo fideler 15-20 gün süresince günde 3-4 defa yağmurlama sulama ile sulanmalıdır. Aksi halde yılın en sıcak günleri olmasından dolayı fidelerin tutma şansı azalmaktadır. Yaz dikiminden sonra açan çiçekler mutlaka koparılmalıdır. Bu dikim sisteminde dekara 6.000-7.000 adet fide kullanılmaktadır. Yetiştirme bölgesi ve bakım şartlarına bağlı olarak bu dikim sisteminde bir dekarlık alandan 5-7 ton ürün alınabilmektedir. Kış dikimine göre verim 2-3 kat fazladır. Bölgelere göre dikim tarihleri Çizelge 1'de verilmiştir.

Kış Dikimi

Kışları ılık geçen yerlerde (Akdeniz Bölgesi) Ekim-Kasım aylarında taze fide ile yapılan dikim şeklidir. Fide kökleri 8-10 cm kalacak şekilde ve taç tuvaleti 2-3 genç yaprak olacak şekilde yapılır. Fideler %0.1 lik Benlate çözeltisine 5-10 dakika batırılıp açılan çukurlara tam kök boğazı hizasında dikilir. Derin ve yüzlek dikimden kaçınılmalıdır. Dikimden sonra bolca can suyu verilmelidir. Fideler kontrol edilip derin ve yüzlek dikilenler düzeltilmelidir. Dikim 25 x 30 cm arlık ve mesafelerle üçgen şeklinde yapılır. Dekara 7.000-8.000 adet fide dikilir. Verim dekara birinci yıl 750-1000 kg dır. Ancak ikinci yıl 4-5 ton ürün alınabilir.

Sonbahar Dikimi

Fidelikten sökülen taze fidelerle Eylül-Ekim aylarında yapılan dikim şeklidir. Fideler %0.1'lik Benlate çözeltisine 5-10 dakika batırılıp açılan çukurlara tam kök boğazı hizasında dikilir. Derin ve yüzlek dikimden kaçınılmalıdır. Dikimden sonra bolca can suyu verilmelidir. Fideler kontrol edilip derin ve yüzlek dikilenler düzeltilmelidir. Dikim 25 x 30 cm aralık ve mesafelerle üçgen şeklinde yapılır. Dekara 7.500-8.000 adet fide dikilir. Verim dekara birinci yıl 750-1000 kg dır. Ancak ikinci yıl 3-4 ton ürün alınabilir.

Ülkemizde fide dikim zamanları bölgelere ve kullanılan fide niteliğine göre değişmektedir (Çizelge 1). Çilekte genelde sonbaharda yapılıyorsa da ülkemizde son yıllarda (özellikle Akdeniz bölgesinde) “frigo fide” kullanılarak yazın dikim yapılmaktadır.

Çizelge 1. Türkiye'de bölgelere göre çilek fide dikim zamanları

BÖLGELER

DİKİM ZAMANLARI

Kış Dikimi

(Taze Fide)

Yaz Dikimi

(Frigo Fide)

Marmara Böl.

1Ekim -15 Aralık

15 Haziran-Temmuz

Akdeniz Böl.

15 Ekim-15 Kasım

15 Temmuz-15 Ağustos

Ege Böl.

1Ekim-15 Kasım

1Temmuz-15 Temmuz

Orta Ana. Böl.

1Ekim-15 Kasım

1 Temmuz-15 Temmuz

 

 

 

 

 

 

 


DERİN DİKİM DOĞRU DİKİM YÜZLEK DİKİM

 

Şekil 4. Çilek fidesinin doğru dikilmesi önemlidir

 

Çilek fidesinin dikiminde dikim derinliğine mutlaka dikkat edilmesi gerekmektedir. Dikim, Şekil 4'deki Doğru Dikim şekline uygun olarak yapılmalıdır.

Şekil 5. Çilek üretimi amacıyla plastik malç kullanılarak hazırlanmış masuralardaki çilek fidelerinin (çift sıralı) dikimden sonraki görünümü

Şekil 6. Çilek üretimi amacıyla plastik malç kullanılarak hazırlanmış masuralardaki çilek bitkilerinin verim dönemindeki görünümü

 

Şekil 7. Örtüaltı yetiştiriciliğinde çilek bitkilerinin verim dönemindeki görünümü

 

BAKIM

Hem çilek meyvesi üretiminde ve hem de fide üretiminde toprak hazırlığına yaz-sonbahar döneminde başlanır. Ot kontrolü, erkencilik, sulama ve işgücü kullanımını azaltma, Botrytis (mavi küf) mantar enfeksiyonlarını önleme ve temiz ürün elde etme gibi faydalarından dolayı malçlama yapılmaktadır. Seddeleri naylon plastikle örtme (malçlama), toprak fümigasyonu gibi yetiştirme işlemleri de uygulanmaktadır.

Modern yetiştiricilikte, gerek erkencilik amaçlanan sera yetiştiriciliğinde, gerekse açıktaki yetiştiricilikte tek veya çift sıralı olarak masuraya dikim sistemi uygulanmaktadır. Açıktaki yetiştiricilikte ve masuralara dikimde son zamanlarda ülkemizde uygulanan masuralara dikimde tek sıralı dikimlerde 3.000-4.000, çift sıralı dikimlerde 5.000–7.000 (ülkemizde 5.200-10.000 adet) fide dikilmektedir. Küçük tünellerdeki çift sıralı dikimlerde 5.000-7.000, büyük tünellerdeki çift sıralı dikimlerde 6.500-10.000 adet fide dikilmektedir.

Çilek hasat dönemi açıkta veya örtü altında yetiştirilme durumuna ve bölgelere göre değişmektedir. Örtü altındaki yetiştiricilikte Kasım sonundan itibaren meyve alınmaya başlanılmakta ve 7-8 ay süreyle pazara çilek arz edilirken açıkta yetiştiricilikte bu süre Mart ortasında ilk ürün alınmaya başlanır ve süre 3-4 ay gibi daha kısa olmaktadır. Bölgeler açısından Akdeniz bölgesi en erkenci ve diğer ilere göre hasat periyodu daha uzundur.

Çilek çok yıllık bitki olmasına karşılık ekonomik ömrü ortalama 3 yıldır. Ancak ülkemizde bu süre aşılmaktadır. Aynı çilek bitkisinden 6-7 yıl ürün alınmaktadır. Bu durum verimliliği düşürmekte ve hastalık-zararlı etmenlerin çoğalmasına ve toprak yorgunluğuna neden olmaktadır.

Kolların (Stolonların) Kesilmesi

Çilek yetiştiriciliğinde kol temizliği verim yönünden çok önemlidir. Kollar kesilmediği zaman verim çok düşmektedir. Bu nedenle kollar görülür görülmez temizlenmelidir.

 

 

 

 

 

 

 


Şekil 8. Çilek yetiştiriciliğinde kol temizliği verimi olumlu yönde etkilemektedir

 

GÜBRELEME

Çilek üretiminde gübrenin önemi büyüktür. Birim alandan fazla ürün alındığı için topraktan çok miktarda besin kaldırır. Bol ve kaliteli ürün almak için çiftlik gübresi ve buna ilave olarak kimyasal gübrelerin verilmesi gerekir.

Çilek yetiştiriciliğinde dekara 3-4 ton çiftlik gübresi verilmelidir. Çiftlik gübresinin verilme zamanı bölge şartlarına göre değişir. Genel olarak dikim öncesinde toprak hazırlığı sırasında (veya fide dikiminden bir ay önce) verilir.

Toprak analizi yapıldıktan sonra gereken miktarda gübreleme yapılmalıdır. Modern çilek yetiştiriciliğinde kimyasal gübre olarak dikim öncesi dekara 8-10 kg/da fosforlu gübre (süper fosfat), 20-30 kg/da potasyumlu gübre (potasyum sülfat) ve 4-5 kg magnezyumlu gübre veya 40-50 kg/da kompoze gübre (15-15-15) verilir. Dikimden sonra vegetasyon dönemi sırasında ise her ay 15-20 kg/da amonyum sülfat veya amonyum nitrat (120 kg/yıl) verilmelidir. Bunların yanısıra toprak analiz durumuna göre yıl içinde vegetasyon dönemi sırasında 8-10 kez azotlu, 20-30 kg fosforlu, 10-15 kg potasyumlu gübre vermek verimi yükseltir.

Malçlama ile (siyah plastik) yapılan yetiştiricilikte mutlaka yüksek potasyum içeren yaprak gübresi uygulanmalıdır.

DİKİM SONRASI BAKIM VE GÜBRELEME

Yaz dikiminde, dikimden sonra sulama, kol temizliği, zararlı ve hastalıklarla mücadele, ot mücadelesi yapılmalıdır.

Kış dikiminde yaz dikiminde olduğu gibi sulama kol temizliği, ilaç veya çapa ile yabancı ot mücadelesi, zararlı ve hastalıklarla mücadele yapılmalıdır.

Çilek gübrelemesinde dikimden önce verilen potas ve fosfor yeterli olmaktadır. Bu nedenle yıllık gübrelemelerde sadece azotlu gübreler kullanılır. Uzun süre kullanımda toprak pH' sını yükselteceği için amonyum sülfat tercih edilmemelidir.

Hasattan sonra gübreleme, sulama, kol temizliği ve ot mücadelesine mutlak devam edilmelidir. Sulama düzenli olarak yapılmalıdır.

Hasattan sonraki bakım işlemlerinin ihmali gelecek yılın verimini etkileyecektir.

HASAT VE AMBALAJ

Çilek meyve türleri içerisinde meyvesi en hassas olanlardan biridir. Bu nedenle kısa zamanda bozulabilen ve hızlı tüketilmesi gereken bir meyvedir. Bu nedenle çileğin hasadı, ambalajı ve taşınmasında çok titiz davranmak gerekmektedir.

Toplamada gecikme, meyvenin yumuşaması normal rengini kaybederek daha koyu renk alması ile anlaşılır.

Uzak pazarlar için hasat meyvenin dörtte üçü kızardığı zaman yapılır. Derin dondurma ve gıda sanayi için çilekler tipik rengini aldıktan sonra hasat edilmelidir.

Çilek hasadı için günün serin saatleri tercih edilmelidir. Genellikle sabah 8-10 arası en uygun saatlerdir. Hasat edilen meyveler en kısa zamanda serin, gölge bir yere taşınmalı, mümkünse hemen soğuk depoya konulmalıdır.

Çilek zedelenmeye duyarlı olduğu için hasat ve sınıflandırma aynı anda yapılmalıdır.

Çileklerin ambalajında yarım kilodan daha büyük ambalaj kabı kullanılmamalıdır.

Ambalaj kaplarının altı ezilen meyve suyunun akabilmesi için mutlaka delikli olmalıdır. Aksi halde alt taraftaki meyveler hemen çürürler.

Çilek 0 ° C ve % 90-95 nem olan depolama şartlarında 5-7 gün depolanabilmektedir.

AHUDUDU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bitkileri Türkiye'nin kuzeyinde batıdan doğuya uzanan bir kuşak boyunca, genellikle 1000 m ve daha fazla yükseklerde, hava oransal nemi fazla olan yerlerde doğal olarak bulunurlar. Bu yörelerde bulunan halk tarafından çeşitli isimler altında (ağaç çileği, ayı üzümü, more, mudimak, kavuklu çilek, kırmızı böğürtlen v.b.) tanınırlar.

 

Son yıllarda Ülkemizde derin dondurma tekniklerinin geliştirilmesiyle, yurt dışına ihraç edilen dondurulmuş ürünler içinde ahududu önemli bir paya sahiptir.

Bu nedenle ahududu soğuk depo işletmeleri tarafından aranılan bir ürün olmuştur. Yüksek fiyatla alıcı bulmaktadır

EKOLOJİK İSTEKLERİ

İklim

Ahududu genelde bol güneşli, rüzgardan korunmuş, yeterli toprak rutubeti olan yerler ahudutları için en uygun alanları oluştururlar. Ahududu genel olarak soğuk, ılıman iklim bölgelerinin bitkileridir. Ancak bazı çeşitleri sıcak ılıman iklim bölgelerine adapte olabilmektedirler. Kış aylarında şiddetli donlara (-20C ° , -25C ° 'ye kadar) oldukça dayanıklıdır. Meyve olgunluk dönemi Haziran–Ağustos aylarında gerçekleşmektedir.

Ahududu yetiştiriciliğinde hava oransal neminin genellikle yüksek olması istenir. Kışları çok ılık, yazları çok sıcak ve kurak olan bölgelerde ahududu yetiştiriciliği yapılmamalıdır. Yüksek oranda hava nemine karşılık bahçenin iyi havalanması, hava akımının sağlanması da gerekmektedir.

İlkbahar aylarında uzun süren sis olayları da tozlanma ve döllenme üzerinde olumsuz yönde etkileri olmaktadır. Bu gibi durumlarda şekilsiz meyve, eksik meyve tutumu, kalitesiz meyve ve verim az olur.

Ahududu yetiştiriciliğinde güneşlenmenin de büyük önemi vardır. Yeterli güneşlenme, daha iyi bir sürgün gelişimi sağlar, sürgünlerin pişkinleşmesini ve kışa daha kuvvetli girmelerine yardımcı olur. Böylece sürgünlerin şiddetli donlara dayanıklılıkları artar. İyi bir güneşlenme meyve kalitesini ve verimliliğini de artırır. Gölgede yetişen ahududu sürgünleri uzun boylu ancak cılız, boğum araları uzun, donlara ve hastalıklara hassas olurlar.

Toprak

Ahududular orta veya orta-küçük çalılardır ve özel bir toprak isteği göstermezler. Bununla beraber, ahududu yetiştiriciliği organik maddelerce zengin, derin, geçirgen, yarı asit, hafif veya orta bünyeli, su tutma kapasitesi yüksek topraklarda başarılı şekilde yapılır.

Sürekli toprak nemi sağlanmalıdır. Bu nedenle drenajı sağlanmış, ağır bünyeli topraklarda da uyum sağlamaktadır. Toprak reaksiyonu hafif asit veya nötr (pH = 6-7) olmalıdır. Toprak derinliği en az 1 metre olmalıdır. Toprak hazırlığında toprak 30-35 cm derinlikten işlenmesi yeterlidir.

Toprak işleme sırasında organik gübrelemenin beraber yapılmasında yarar vardır.Takip eden uygulama N, P, K gübrelemesidir. Bunun da sonbahar sonunda veya kış sonundan önce toprak analizi sonunda gerekli miktarlarda uygulanmalıdır.

ÇEŞİT SEÇİMİ

•  Çeşit bulunduğu iklim ve toprak özelliğine uygun,

•  Verimli ve hastalıklara dayanıklı,

•  Pazarın aradığı bir çeşit,

•  Yola ve taşımaya dayanıklı,

•  Bitkisi kuvvetli gelişen,

•  Ayrıca meyveler taze olarak veya meyve işleyen bir kurulaşa pazarlanması durumlarında farklı çeşit gerektirmektedir.

•  Çeşidi, özelliği ve kaynağı belli olmayan fidanlar ile bahçe kurulmamalıdır. Bu tip fidanlarla çeşitler karıştığı için meyvenin pazar değeri ve verim düşmekte, pazarlamada güçlüklerle karşılaşılmak tadır. Yaygı olarak yetiştiriciliği yapılan bazı ahududu çeşitlerinin özellikleri:

Heritage: Bitkisi oldukça güçlü gelişen, verimli, dik büyüyen bitkiye sahiptir. Geç döneme kadar meyve hasadı olan, farklı bölgelerde iyi adaptasyon olma özelliğindedir. Meyvesi orta iri, sert, orta kırmızı renk, tat orta, derin dondurulmaya uygun, serin bölgelerde geç olgunlaşmaktadır (Şekil 9).

Meeker: Güçlü gelişen bitki, makinalı hasada uygun, meyve iri, kırmızı renkli meyve, orta sertlikte kaliteli meyve, taze ve işlemeye uygundur.

Tulameen: Oldukça verimli, bitkileri çok güçlü gelişmekte. Makinalı hasada uygun, hem sofralık hem de sanayide işlemeye uygun bir çeşittir. Meyve çok iri, konik, parlak, kırmızı, sert ve yüksek kalitelidir.

Willamette: Güçlü gelişen bitkilere sahip, farklı bölgelere adapte olma özelliği iyi, hastalık ve zararlılara dayanıklı bir çeşittir. Makineli hasada uygundur. Sıcak bölgelerde yetiştirildiğinde sonbahar ürünü alınabilmektedir. Meyve iri, konik, koyu kırmızı, sert, işlemeye çok uygun, tadı çok iyi. Kök çürüklüğüne hassastır.

Şekil 9. Heritage Ahududu çeşidi

 

YETİŞTİRME TEKNİĞİ

Fidan üretimi

Diğer meyve türlerinde olduğu gibi ahududuları aşılama tekniği uygulanmamaktadır. Ahududu gövde çelikleri çok farklı uygulamalara rağmen köklenmemektedir. Çelikle çoğaltma ile de ahududu fidanı üretilememektedir. Ayrıca ahududu tohumları ile üretim, hem tohumlar zor çimlenmekte, hem de tohumlardan çıkan bitkiler ana bitkiye benzememektedir.

Ahududu fidanı üretimi;

1 - Kök sürgünleriyle,

2 - Kök çelikleriyle ve

3 - Doku kültürü yöntemi ile fidan üretimi ile yapılır.

Kök sürgünleri ile fidan üretimi

Ahududu bitkisinin kök boğazı ve kökte bulunan gözlerden her yıl yeni sürgünler çıkmaktadır. İlkbaharda topraktan çıkan sürgünler gelişme mevsimi boyunca büyürler. Geç sonbaharda yapraklarını döktükten sonra erken ilkbahara kadar bunlar köklü olarak sökülür ve fidan olarak kullanılırlar. Kışları sert geçen bölgelerde ilkbaharda söküm daha uygundur.

Kök sürgünleri ile fidan üretiminde sağlıklı ana bitkiler ile, gerekir ise sterilize edilmiş alanlarda damızlıklar kurulur. Bu damızlıklarda bakım en iyi şekilde yapılır. Meyve dalcıkları henüz çiçekte iken kesilir ve her 4-5 yılda bir, fidanlık yeri değiştirilmelidir.

Kök çelikleri ile fidan üretimi

Ahududu bitkilerinin gövde çelikleri ile üretimi mümkün olmamakla beraber kök çelikleri ile fidan üretimi sağlanabilmektedir. Kök çelikleri sonbaharda yaprak dökümünden, ilkbaharda gözlerin sürmesine kadar geçen dinlenme döneminde alınırlar. 2 mm'den 10 mm'ye kadar değişen kalınlıklarda kök parçalarından yararlanılır.

Çelikler 5-10 cm boyunda hazırlanırlar. Kök parçalarının alınıp çelik yapılmaları ve dikilmelerine kadar, çok nemli ortamlarda tutulmaları ve kurumalarının önlenmesi gerekir.

Kök çelikleri arazide 60-80 cm aralıklarla ve 3-5cm derinlikte açılan çizilere yan yana ve yatay olarak dizilir üstleri toprak ile kapatılır.

Çeliklerin dikildiği yer hafif bünyeli, organik ve ticari gübrelerle zenginleştirilmiş olmalıdır. Bu çelikler üzerindeki gözler ilkbaharda sürer ve yaz boyunca gelişerek sonbaharın sonlarında dikime hazır fidan haline gelirler.

Doku kültürü yöntemi ile fidan üretimi

Ahududu fidan üretiminde, en modern, en sağlıklı ve en hızlı yöntem, doku kültürü tekniğidir. Kontrollü şartlarda sağlıklı olarak büyütülen ana bitkilerin büyüme noktalarından 0.1-0.3 mm kadar küçük parçalar alınarak sterilize edilmiş tüplerde özel besin ortamlarına konulurlar.

Sıcaklık, nem ve ışık yönünden en iyi şartların sağlandığı büyüme odaları veya dolaplarında bu parçacıklar içinde bulundukları özel ortamda çoğalır ve küçük bitkicikler oluşur. Bunlar belirli bir süre sonra alınarak küçük saksılara daha sonrada büyük saksılara alınıp dış şartlara alıştırılarak büyütülürler.

TOPRAK HAZIRLIĞI

Bahçe kurulacak yerin iklim özellikleri, ahududu bitkilerinin yetiştiriciliğine uygun olmalıdır. Toprak analizi yaptırılarak gerektiğinde toprak bünyesi uygun hale getirilir. Bahçenin ilkbahar ve özellikle yaz aylarında sürekli sulanacağı düşünülerek, su kaynaklarına yakınlığı, sulama suyu temini durumuna göre sulama yöntem ve tesisine karar verilir.

Bahçe toprağının hazırlığına yaz aylarından başlanır. Derin bir sürüm, gerekirse krizma yapılır. Toprak analizi yaptırılarak verilecek gübre miktarları belirlenir. Genel olarak topraklar organik maddece fakir olduklarından 3-5 ton çiftlik gübresi verilerek ikinci bir sürüm yapılır. Gübrelemeden sonra, toprak işlenerek gübrenin toprağa karışması sağlanmalıdır.

Toprak işlendikten sonra gerekiyorsa toprak fümigasyonu yapılmalıdır.

BAHÇE TESİSİ VE DİKİM

Ahududu bahçesi kışları çok sert geçmeyen bölgelerde geç sonbahar ve kış aylarında tesis edilir. Bu uygulamayla fidanların ilkbahar gelişme dönemine daha kuvvetli ve hazırlıklı girmesini sağlar. Ancak kış aylarında şiddetli don olayları görülen bölgelerde erken ilkbahar dikimi daha uygundur. İlkbahar dikimlerinde de fazla gecikilmemesi gerekmektedir.

Ahududu fidanları bahçeye, kökleri ot, saman, perlit, torf gibi malzemeler ile nemliliğini koruyarak getirilmelidir. Bahçenin bir kenarına hendek açılır ve sıralanarak dikime kadar burada tutulurlar.

Ahududu bahçelerindeki sıra aralıkları 2-2.5 m olmalıdır. Sıra üzeri aralıkları 0.4-1.0 m aralıklarla dikim yapıldığında maksimum verime daha kısa sürede ulaşılır. Dikilecek ahududu fidanlarında önce kök tuvaleti yapılır. Yaralı, kuru ve çok uzun kökler kesilir.

Daha sonra, önceden hazırlanmış ve toprak gübre karışımı doldurulmuş çukurdan yaklaşık 20-30 cm derinliğe kadar toprak alınır. Dikim derinliği fidanın kök boğumunun tamamı toprak içinde kalacak şekilde ayarlanarak fidan bu şekilde hazırlanan çukura dikimi yapıldıktan sonra, fidanın dip kısmına konan toprak ayak ile sıkıştırılır (Şekil 10 ve 11).

Şekil 10. Fidan dikimi Şekil 11. Toprak sıkıştırma

 

Dikimin hemen ardından fidanlara can suyu verilir. Dikimi yapılan fidanın tepesi 20-30 cm'den kesilir. Bu durumda ilk meyveler kök bölgesinden çıkacak sürgünlerden ertesi yılın yaz aylarında alınır. Ancak fidanın tepesi 40-60 cm'den kesilir ise aynı yılın yaz aylarında meyveler alınır.

BUDAMA

Dikim Budaması

Dikimden hemen sonra fidanlar 20-30 cm yüksekliğinde kesilirler. İlkbaharda 2-3 veya 4 adet kuvvetli gelişen dip sürgünler bırakılır diğerleri dipten çıkarılır. Ayıklama yaparken bırakılan dallar arasında en az 20-25 cm kadar mesafe bırakılmalıdır.

Kış Budaması

Ahudutları taç kısımları ile 2 yıllık toprakaltı kök kısımları ile çok yıllık bir bitkidir. Bırakılan çubuklar birinci yıl olgunlaşır, ikinci yıl meyve verdikten sonra kururlar. Bu dallar hasattan sonra veya sonbaharda toprak yüzeyine yakın bir yerden kesilip tellerden temizlenmelidir. Kök dibinden çıkan yeni sürgünlerden ertesi yıl için her kümede en kuvvetli gelişen 3-4 yeni sürgün bırakılır diğerleri yine temizlenirler. Kış budaması için en uygun zaman sonbahar veya ilkbahar başıdır.

Devamlı meyve veren çeşitlerde sonbahar ürünü gelişme göstermektedir ki bu da Eylül'den ilk donlara kadar devam etmektedir. Bu nedenle budama işlemi oldukça basittir, çünkü bitkinin tüm toprak üstü kısmı yaklaşan kışa doğru kesilerek uzaklaştırılır. Takip eden ilkbaharda yeni sürgünler gelişirler ki bunlar zayıf ve incedir. Her bir metre sıra üzerinde bir düzineden fazlası kesilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Şekil 12. Ahududularda terbiye şekilleri

 

Yaz Budaması

Yazın tepe alma yapıldığı gibi, fazla dalların da ayıklanması gerekmektedir. Çok sıcak aylarda tepe alma sakıncalıdır. Zayıf ve yere yakın dallar kesilir. Genel olarak iri meyveler kuvvetli dallarda 15 cm uzunluğundaki meyve dalcıklarında olmaktadır. Bu nedenle budama yaparken bu özellik göz önünde bulundurulmalıdır.

O halde budama yapılırken fazladan oluşan koltukların bir kısmını temizleyip meyve dalcıklarını kuvvetlendirmek gerekmektedir. Budama ile meyve sayısını biraz azaltsa da meyve irileşmekte ve kalite yükseldiği için pazar değerini artırmaktadır.

Gençleştirme Budaması

Ahudutlarında gençleştirme budaması da yapılmalıdır. Yıllar geçtikçe kök kısmı yaşlanmaya yüz tutar, yeni dallar azalır ve böylece verimde ve kalite de azalmalar görülür. Bunu ortadan kaldırmak için, 5-6 yılda bir ahudutlarının toprak altındaki yaşlı kök kısmı kesilir.

Kesimden hemen sonra bitkilerin bulundukları yerlere (ocaklara) bol miktarda çiftlik gübresi ve ticari gübre (azot, fosfor ve potaslı gübre) verilmelidir. Bu işlemler ile ahudutlarının ömrü uzatılmış olur. Aynı tesiste 12-15 yıl yetiştiricilik yapılabilir.

GÜBRELEME

Gübrelemede, bahçe toprağı analiz yaptırılarak gerekli gübreleme yapılmalıdır. Ancak analiz yapılmaması durumunda yıllık gübre ihtiyaçları;

4 -10 kg saf azot karşılığı azotlu gübre,

5 –7 kg saf fosfor karşılığı fosforlu gübre,

8 -12 kg saf potasyum karşılığı potasyumlu gübre verilir.

Tam verim çağındaki bahçelerde bu miktarlar ilk dikim yıllarında 1/3' ü, ikinci yılda ½' si olarak verilmelidir. Azotlu gübreler genelde amonyum sülfat olarak verilir ancak pH= 5.5 ve daha düşük ise amonyum nitrat olarak verilmelidir. Gerekirse kireçleme yapılarak pH 6-7 ye yükseltilir.

Azotlu gübreler ahududu bitkilerine erken ilkbaharda ve meyve gelişimi sırasında olmak üzere iki defada verilir. Azotlu gübreler sulama veya yağış öncesi, bitkilerin kök bölgelerine serpilerek verilmelidir.

Fosforlu ve potasyumlu gübreler gerektiğinde yılda veya iki yılda bir uygulanır. Uygulama sonbahar kış aylarında, fosforlu ve potasyumlu gübreler bitkilerin kök bölgeleri hizalarına toprağa 20-30 cm derinliğe gömülerek uygulanır.

SULAMA

Ahududu meyvesinde iyi verim alabilmek için sulama, önemli faktörlerden birisidir. Sürekli toprak nemi isteğinde olan ahududu bitkileri için sulama önemli bir konudur. Yağışların yetersiz olduğu dönemlerde sulama zorunlu olarak yapılmalıdır. Özellikle hasat zamanında daha fazla sulama gerekir. Ancak ahududu bitkisi kökleri kuraklığa olduğu kadar aşırı suya da duyarlıdır.

Az geçirimli topraklarda fazla su birikimi köklerde hastalıklara ve ölümlere sebep olur. Aşırı sulama susuzluk kadar zararlı olabilir.

Sulama; karık, yağmurlama veya damla sulama şeklinde yapılır. Ancak hasat döneminde yağmurlama sulama yönteminden kaçınılmalıdır.

VERİM

Ahududu yetiştiriciliği tekniğine uygun şekilde yapıldığında, tam verim çağındaki 1 dekar ahududu bahçesinden 1,5-2,0 ton meyve almak mümkündür.

HASAT VE AMBALAJ

Ahududu meyve türleri içerisinde meyvesi en hassas olanlardan biridir. Bu nedenle kısa zamanda bozulabilen ve hızlı tüketilmesi gereken bir meyvedir. Bu nedenle ahududu hasadı, ambalajı ve taşınmasında çok titiz davranmak gerekmektedir.

Toplamada gecikme, meyvenin yumuşaması normal rengini kaybederek daha koyu renk alması ile anlaşılır. Derin dondurma ve gıda sanayi için ahududu tipik rengini aldıktan sonra hasat edilmelidir.

Ahududu meyveleri saplarından kolayca ayrılmaya başladıktan sonra sabah erken saatlerde hasadı yapılmalıdır. Haftada 2-3 defa hasadı yapılmaktadır (Şekil 13). Sıcak ve kuru havalarda daha sık hasat edilebilir. Ahududu hasadı için günün serin saatleri tercih edilmelidir. Genellikle sabah 8-10 arası en uygun saatlerdir. Hasat edilen meyveler en kısa zamanda serin, gölge bir yere taşınmalı, mümkünse hemen soğuk depoya konulmalıdır.

Şekil 13. Değişik olgunluk dönemindeki ahududu meyveleri.

Gıda endüstrisi kuruluşlarına işlenmeye gönderilecek meyveler 0.5–1.0 kg'lık kutulardan 3-5 kg'lık küçük kasalara kadar daha büyük kaplara doğrudan toplanır. Bu kapların seçiminde alıcı fabrikanın talepleri göz önünde bulundurulmalıdır. Taze olarak pazarlanacak meyveler 100, 250 veya 500 g'lık küçük plastik kaplara toplanır, bu kaplar ile büyük kasalara dizilerek bu şekilde nakliyeye hazır duruma gelmiş olur. Ambalaj kaplarının altı ezilen meyve suyunun akabilmesi için mutlaka delikli olmalıdır. Aksi halde alt taraftaki meyveler hemen çürürler. Hasat edilen bu meyveler en kısa zamanda serin bir yere alınmalıdır.

Ahududu meyvelerinin uzun süre taze olarak muhafazaları genel olarak düşünülemez. Ancak olağanüstü durumlarda –0.5 ° C veya 0 ° C'de %85-90 oransal nem koşullarında 5-7 gün süreyle depolanabilir. Muhafazayı kısıtlayan en önemli faktör meyvelerin çürümeleridir.

Bir işçi 1 saatte ortalama 4-6 kg ahududu meyvesi toplayabilir.

MEYVENİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ahududu meyveleri çok çeşitli şekillerde değerlendirilirler. İstenirse krema ile veya diğer meyveler ile birlikte hazırlanan meyve salatası şeklinde tüketilir. Derin dondurularak muhafazaya alınan meyveler uzun süre farklı değerlendirmeler için hazır tutulur. Ahududu meyveleri pasta endüstrisinin aranan meyvelerindendir.

Ayrıca meyveler kurutularak değişik şekillerde kullanılmak üzere (meyve çayı gibi) uzun süre saklanabilirler. Ahududu meyveleri meyve suyu, konsantre ve likör olarak da kullanılmaktadır. Reçel, marmelat, jöle ve şekerleme endüstrisinde, özellikle kendine özgü güzel kokuları nedeniyle meyve tozu ve meyve esansı imalatında da değerli bir hammaddedir.

Son yıllarda hızla gelişen ve tüketimleri artan dondurma ve meyveli yoğurt üretiminde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

TAKVİM

Dikim zamanı;

Mart'ın ilk haftasına kadar veya Kasım-Aralık

Meyve olgunlaşma ve Hasat zamanı;

20 Haziran - 1 Temmuz

Kuruyan dalların çıkarılması;

Ekim - Kasım

Bahçedeki fazla sürgünlerin çıkarılması, sulama;

İlkbahar ve yaz boyunca

Sürgün uçlarının alınması;

Erken ilkbahar

 

BÖĞÜRTLEN YETİŞTİRİCİLİĞİ

 

İnsan sağlığında önemli rolleri olan böğürtlen de organik asitler, mineraller ve vitaminler bakımından çok zengin bir meyvedir.

Böğürtlenlerde çiçeklenme genellikle Mayıs ayında başlayıp Ağustos ayına kadar devam etmektedir. Bu nedenle bitki üzerinde değişik olgunlaşma devrelerinde olan meyve salkımları birbirini takip ederler.

Böğürtlenlerde tozlanma arılar vasıtası ile olmaktadır. Siyah renkli meyveler birçok çeşitte yuvarlağımsı veya yuvarlak şekillidir. Olgunlaşma durumunda meyveler çanak yaprak ile birlikte toplanmaktadır. Ham meyvelerde meyve sapı krem beyaz renkte iken olgunlaşma durumunda ise gri, mavi ve kırmızımtırak renk almaktadır. Hasat zamanı meyve sapındaki bu renk değişimine bakarak belirlenebilmektedir. Meyve olgunlaşma tarihi bölgelere göre değişmekle birlikte Haziran sonu-Temmuz başında hasat başlamakta ve Eylül ayına kadar devam etmektedir.

Amerika'da yapılan ıslah çalışmaları sonucunda dikensiz böğürtlen elde edilmiştir. Oldukça verimli ve güçlü büyüme özelliğine sahip olan bu çeşitlerin bitkileri 3-4 m boyunda dallar oluştururlar. Tüm toprak ve iklim şartlarına adapte olma özelliğine sahiptir. Düşük kış soğuklarına dayanıklı olmalarına rağmen geç donlardan zarar görmektedirler.

EKOLOJİK İSTEKLERİ

İklim

Böğürtlenler iklim faktörleri bakımından ahudutları kadar müşkülpesent değildir. Değişik iklim şartlarına daha kolay adapte olma özelliğindedir. Sıcaklık ve kuraklığa ahudutlarından daha fazla dayanıklıdırlar. Ancak kış ve ilkbahar donlarına karşı ahudutlarına göre daha az dayanırlar. Genelde sıcak mutedil iklim bölgelerinde daha iyi sonuç vermektedir. Şeftali yetiştirilen bölgelerde böğürtlen yetiştiriciliği rahatlıkla yapılmaktadır.

Böğürtlenlerin olgunlaşma döneminde kuru bir hava istenmez. Normalde soğuk geçen kış mevsiminde dallar genellikle donarak zarar görürler. Donan bu dallar yerine köklerden yeni sürgünler çıkar ancak o yılın ürününü almak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle don tehlikesi olan bölgelerde mutlak dondan korunma tedbirleri alınmalıdır.

Toprak

Toprak olarak seçici değil ancak bitki, dinlenmiş, derin ve geçirgen toprak, yarı asit (pH 6-7) toprakları sevmektedir. Bunun yanında toprağın yeterli besin maddece zengin olması verim ve kalite bakımından olumlu yönde etkilemektedir.

Standart temel gübreleme iyi yanmış çiftlik gübresi 4-5 t/da, Ancak bu gübrelemede toprağın verimliğine göre bu miktarları değişiklik göstermektedir.

Böğürtlenler orta veya orta-küçük çalılardır ve özel bir toprak isteği göstermezler. Bununla beraber, böğürtlen yetiştiriciliği organik maddelerce zengin, derin, geçirgen, yarı asit, hafif veya orta bünyeli, su tutma kapasitesi yüksek topraklarda başarılı şekilde yapılır.

Sürekli toprak nemi sağlanmalıdır. Bu nedenle drenajı sağlanmış, ağır bünyeli topraklarda da uyum sağlamaktadır. Toprak reaksiyonu hafif asit veya nötr (pH = 6-7) olmalıdır. Toprak derinliği en az 1 metre olmalıdır. Toprak hazırlığında toprak 30-35 cm derinlikten işlenmesi yeterlidir.

Toprak işleme sırasında organik gübrelemenin beraber yapılmasında yarar vardır. Takip eden uygulama N, P, K gübrelemesidir. Bunun da sonbahar sonunda veya kış sonundan önce toprak analizi sonunda gerekli miktarlarda uygulanmalıdır.

ÇOĞALTMA METOTLARI

•  Kök sürgünleri ile

•  Uç daldırma ile

•  Yaprak-göz çelikleri ile

•  Kök çelikleri ile

•  Doku kültürü ile

Kök sürgünleri ile fidan üretimi

Böğürtlen bitkisinin kök boğazı ve kökte bulunan gözlerden her yıl yeni sürgünler çıkmaktadır. İlkbaharda topraktan çıkan sürgünler gelişme mevsimi boyunca büyürler. Geç sonbaharda yapraklarını döktükten sonra erken ilkbahara kadar bunlar köklü olarak sökülür ve fidan olarak kullanılırlar. Kışları sert geçen bölgelerde ilkbaharda söküm daha uygundur.

Kök sürgünleri ile fidan üretiminde sağlıklı ana bitkiler ile, gerekir ise sterilize edilmiş alanlarda damızlıklar kurulur. Bu damızlıklarda bakım en iyi şekilde yapılır. Meyve dalcıkları henüz çiçekte iken kesilir ve her 4-5 yılda bir, fidanlık yeri değiştirilmelidir.

 

Uç daldırma ile fidan üretimi

Dikensiz sürüngen böğürtlen tipleri sadece uç daldırması ile üretilmektedirler. Dikensizliğin devamı için sonbaharda sürgünün uç kısmının köklendirilmesi gerekir. Kökten çıkan sürgünler daima dikenli olmaktadır. Dikensiz türlerin çoğaltılmasında büyük dikkat gerekmektedir.

Yaprak– göz çelikleri ile fidan üretimi

Gerek dikine gerek yatık büyüyen böğürtlen tipleri ilkbaharda körpe, yapraklı sürgünlerden alınan yaprak–göz çeliklerinin yüksek nemde ve özellikle sisleme yöntemi altında köklendirilmeleriyle kolayca çoğaltılabilirler (Şekil 14). Böyle çeliklerin köklendirilmeyi uyarıcı kimyasal maddelerin (hormonlar) uygulanmasıyla köklenme oranında daha sağlıklı sonuçlar alınabilmektedir.

Şekil 14. Köklendirilmiş tek gözlü böğürtlen çeliği

Kök çelikleri ile fidan üretimi

Böğürtlen bitkilerinin gövde çelikleri ile üretimi mümkün olmamakla beraber kök çelikleri ile fidan üretimi sağlanabilmektedir. Kök çelikleri sonbaharda yaprak dökümünden, ilkbaharda gözlerin sürmesine kadar geçen dinlenme döneminde alınırlar. 2 mm'den 10 mm'ye kadar değişen kalınlıklarda kök parçalarından yararlanılır.

Çelikler 5-10 cm boyunda hazırlanırlar. Kök parçalarının alınıp çelik yapılmaları ve dikilmelerine kadar, çok nemli ortamlarda tutulmaları ve kurumalarının önlenmesi gerekir. Kök çelikleri arazide 60-80 cm aralıklarla ve 3-5cm derinlikte açılan çizilere yanyana ve yatay olarak dizilir üstleri toprak ile kapatılır.

Çeliklerin dikildiği yer hafif bünyeli, organik ve ticari gübrelerle zenginleştirilmiş olmalıdır. Bu çelikler üzerindeki gözler ilkbaharda sürer ve yaz boyunca gelişerek sonbaharın sonlarında dikime hazır fidan haline gelirler.

Doku kültürü yöntemi ile fidan üretimi

Böğürtlen fidan üretiminde, en modern en sağlıklı ve en hızlı yöntem, doku kültürü tekniğidir. Kontrollü şartlarda sağlıklı olarak büyütülen ana bitkilerin büyüme noktalarından 0.1-0.3 mm kadar küçük parçalar alınarak sterilize edilmiş tüplerde özel besin ortamlarına konulurlar.

Sıcaklık, nem ve ışık yönünden en iyi şartların sağlandığı büyüme odaları veya dolaplarında bu parçacıklar içinde bulundukları özel ortamda çoğalır ve küçük bitkicikler oluşur. Bunlar belirli bir süre sonra alınarak küçük saksılara daha sonrada büyük saksılara alınıp dış şartlara alıştırılarak büyütülürler.

BAHÇE TESİSİ

Toprak Hazırlığı ve Dikim

Bahçe kurulacak yerin iklim özellikleri, böğürtlen bitkilerinin yetiştiriciliğine uygun olmalıdır. Toprak analizi yaptırılarak gerektiğinde toprak bünyesi uygun hale getirilir. Bahçenin ilkbahar ve özellikle yaz aylarında sürekli sulanacağı düşünülerek, su kaynaklarına yakınlığı, sulama suyu temini durumuna göre sulama yöntem ve tesisine karar verilir.

Bahçede daha önceden herhangi bir kültür yapılamamışsa bahçe hazırlığına bir önceki yazdan başlanır. Toprak dikimden en az bir ay önce derin bir şekilde sürüm, gerekirse krizma yapılır. Toprak analizi yaptırılarak verilecek gübre miktarları belirlenir. Genel olarak topraklar organik maddece fakir olduklarından 3-5 ton çiftlik gübresi verilerek ikinci bir sürüm yapılır. Gübrelemeden sonra, toprak işlenerek gübrenin toprağa karışması sağlanmalıdır. Dikimden önce fosforlu ve potasyumlu gübrelerle bir taban gübrelemesi ve son bir sürüm yapmak daha iyi sonuçlar vermektedir.

Toprak işlendikten sonra gerekiyorsa toprak fümigasyonu yapılmalıdır.

 

Dikim

Dikim yapılacak fidanlar kuvvetli, kökler iyi gelişmiş, hastalıksız olmalıdır. Dikim zamanına kadar serin ve nemli ortamlarda saklanmalıdır. Hemen dikilmeyecek ise hendeklenmelidir. Gözler canlı ve dolgun olmalıdır. Fidanlar dikim yerine çamurlu su dolu kovalarda veya ıslak telisler içerisinde taşınmalıdır. Kapalı, bulutlu, rüzgarsız günler dikim için en uygun günlerdir. Dikilecek böğürtlen fidanlarında önce kök tuvaleti yapılır. Yaralı, kuru ve çok uzun kökler kesilir.

Dikimin hemen ardından fidanlara can suyu verilir. Dikimi yapılan fidanın tepesi 20-30 cm' den kesilir

Böğürtlenlerde kışları soğuk geçen bölgelerde erken ilkbaharda yapılan dikimler en iyi sonucu vermektedir. Kışları ılık geçen bölgelerde ise geç sonbahar ve kış aylarında yapılan dikimler iyi sonuç vermektedir.

Dikim mesafeleri tür, ve çeşitler büyüme gücü ve şekline, dikim yöntemlerine, terbiye şekillerine, toprak verimliliğine ve toprak işleme şekline göre çok farklılık göstermektedir. Dik büyüyen böğürtlenler için “sıra arası x sıra üzeri” mesafeleri 1.50 x 0.50 m, yatık büyüyenler için ise 3.00 x 3.50 m bırakılmaktadır. Genel olarak ortalama “2.50 x 1.50 m” kullanılmaktadır.

Ticari amaçlı dikim aralıkları sıra arası 3 m, sıra üzeri 1-1.5 m tavsiye edilmektedir. Tek sıra tel sistemi kullanılmaktadır. Dallar tellere 70, 130 ve 180 cm yüksekliklerde tel ile bağlanır.

 

BUDAMA

Diğer önemli uygulamada budama işlemidir. Kış budamasında kuruyan dallar kesildiği gibi gelişme döneminin daha sonraki yıllarında budama yapılmaktadır. 3. yıl içersinde yeşil budama yapılmaktadır. Haziran ayı içerisinde ince zayıf dallar kesilerek her taç da 4-5 ana dalın büyümesi sağlanır.

Kış budamasında gelişmesi en iyi olan 4-5 yeni dal seçilerek diğerleri budamayla çıkarılır. Aynı zamanda ana dallar 190-195 cm yükseklikte bırakılır. Yan dalların ilk 40-45 cm'leri kesilerek diğerleri 20-30 cm kısaltılır.

DİKİM SONRASI BAKIM

Dikimden sonra toprak 15-20 cm derinlikte işlenmeli. Sıralar arası çapalanarak kesekler kırılmalıdır. Yabancı ot mücadelesi, hastalık ve zararlılar ile mücadele yapılmalıdır.

Böğürtlenlerde ekonomik ömür 12-13 yıl olup ortalama verim 2 t/da' dır. Meyvenin olgunlaşma döneminde güneşli ve rüzgarlı günleri tercih eder. Yağmurlu mevsimlerde Botrytis daha hızlı bir gelişme gösterir. Bu da çiçeklenmeden önce ve sonra fungisit uygulamasıyla önlenebilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Şekil 15. Böğürtlenlerde değişik terbiye şekilleri

ÇEŞİT SEÇİMİ

•  Çeşit bulunduğu iklim ve toprak özelliğine uygun,

•  Verimli ve hastalıklara dayanıklı,

•  Pazarın aradığı bir çeşit,

•  Yola ve taşımaya dayanıklı,

•  Bitkisi kuvvetli gelişen,

•  Ayrıca meyveler taze olarak veya meyve işleyen bir kurulaşa pazarlanması durumlarında farklı çeşit gerektirmektedir (Şekil 16).

•  Çeşidi, özelliği ve kaynağı belli olmayan fidanlar ile bahçe kurulmamalıdır. Bu tip fidanlarla çeşitler karıştığı için meyvenin pazar değeri ve verim düşmekte, pazarlamada güçlüklerle karşılaşılmaktadır.

 
Şekil 16. Böğürtlen meyvesi

 

GÜBRELEME

Gübrelemede, bahçe toprağı analiz yaptırılarak gerekli gübreleme yapılmalıdır. Ancak analiz yapılmaması durumunda yıllık gübre ihtiyaçları;

4 -10 kg saf azot karşılığı azotlu gübre,

5 –7 kg saf fosfor karşılığı fosforlu gübre,

8 -12 kg saf potasyum karşılığı potasyumlu gübre verilir.

Tam verim çağındaki bahçelerde bu miktarlar ilk dikim yıllarında 1/3'ü, ikinci yılda ½'si olarak verilmelidir. Azotlu gübreler genelde amonyum sülfat olarak verilir ancak pH= 5.5 ve daha düşük ise amonyum nitrat olarak verilmelidir. Gerekirse kireçleme yapılarak pH 6-7 ye yükseltilir.

Azotlu gübreler böğürtlen bitkilerine erken ilkbaharda ve meyve gelişimi sırasında olmak üzere iki defada verilir. Azotlu gübreler sulama veya yağış öncesi, bitkilerin kök bölgelerine serpilerek verilmelidir.

Fosforlu ve potasyumlu gübreler gerektiğinde yılda veya iki yılda bir uygulanır. Uygulama sonbahar kış aylarında, fosforlu ve potasyumlu gübreler bitkilerin kök bölgeleri hizalarına toprağa 20-30 cm derinliğe gömülerek uygulanır.

SULAMA

Böğürtlen meyvesinde iyi verim alabilmek için sulama, önemli faktörlerden birisidir. Sürekli toprak nemi isteğinde olan böğürtlen bitkileri için sulama önemli bir konudur. Yağışların yetersiz olduğu dönemlerde sulama zorunlu olarak yapılmalıdır. Özellikle hasat zamanında daha fazla sulama gerekir.

Az geçirimli topraklarda fazla su birikimi köklerde hastalıklara ve ölümlere sebep olur. Aşırı sulama susuzluk kadar zararlı olabilir.

Sulama; karık, yağmurlama veya damla sulama şeklinde yapılır. Ancak hasat döneminde yağmurlama sulama yönteminden kaçınılmalıdır.

HASAT VE AMBALAJ

Böğürtlen meyve türleri içerisinde meyvesi en hassas olanlardan biridir. Bu nedenle kısa zamanda bozulabilen ve hızlı tüketilmesi gereken bir meyvedir. Bu nedenle böğürtlen hasadı, ambalajı ve taşınmasında çok titiz davranmak gerekmektedir.

Toplamada gecikme, meyvenin yumuşaması normal rengini kaybederek daha koyu renk alması ile anlaşılır. Derin dondurma ve gıda sanayi için böğürtlen tipik rengini aldıktan sonra hasat edilmelidir.

Böğürtlen meyveleri hasat olumuna geldikten sonra sabah erken saatlerde hasadı yapılmalıdır. Haftada 2-3 defa hasadı yapılmaktadır. Sıcak ve kuru havalarda daha sık hasat edilebilir. Böğürtlen hasadı için günün serin saatleri tercih edilmelidir. Genellikle sabah 8-10 arası en uygun saatlerdir. Hasat edilen meyveler en kısa zamanda serin, gölge bir yere taşınmalı, mümkünse hemen soğuk depoya konulmalıdır.

Gıda endüstrisi kuruluşlarına işlenmeye gönderilecek meyveler 0.5–1.0 kg'lık kutulardan 3-5 kg'lık küçük kasalara kadar daha büyük kaplara doğrudan toplanır. Bu kapların seçiminde alıcı fabrikanın talepleri göz önünde bulundurulmalıdır. Taze olarak pazarlanacak meyveler 100, 250 veya 500 g'lık küçük plastik kaplara toplanır, bu kaplar ile büyük kasalara dizilerek bu şekilde nakliyeye hazır duruma gelmiş olur. Ambalaj kaplarının altı ezilen meyve suyunun akabilmesi için mutlaka delikli olmalıdır. Aksi halde alt taraftaki meyveler hemen çürürler. Hasat edilen bu meyveler en kısa zamanda serin bir yere alınmalıdır.

Böğürtlen meyvelerinin uzun süre taze olarak muhafazaları genel olarak düşünülemez. Ancak olağanüstü durumlarda –0.5 ° C veya 0 ° C'de %85-90 oransal nem koşullarında 5-7 gün süreyle depolanabilir. Muhafazayı kısıtlayan en önemli faktör meyvelerin çürümeleridir.

MEYVENİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Böğürtlen meyveleri çok çeşitli şekillerde değerlendirilirler. İstenirse krema ile veya diğer meyveler ile birlikte hazırlanan meyve salatası şeklinde tüketilir. Derin dondurularak muhafazaya alınan meyveler uzun süre farklı değerlendirmeler için hazır tutulur. Böğürtlen meyveleri pasta endüstrisinin aranan meyvelerindendir.

Ayrıca meyveler kurutularak değişik şekillerde kullanılmak üzere (meyve çayı gibi) uzun süre saklanabilirler. Böğürtlen meyveleri meyve suyu, konsantre ve likör olarak da kullanılmaktadır. Reçel, marmelat, jöle ve şekerleme endüstrisinde, özellikle kendine özgü güzel kokuları nedeniyle değerli bir hammaddedir.

Son yıllarda hızla gelişen ve tüketimleri artan dondurma ve meyveli yoğurt üretiminde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

KUŞBURNU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ülkemiz florasında doğal olarak bulunan kuşburnu, bulunduğu yörelerde halk arasında bilinmekte ve çeşitli şekilde değerlendirilmekteydi. Son yıllarda kuşburnunun C vitamini başta olmak üzere birçok mineral madde bakımından içeriğinin çok zengin olduğunun, zararlı maddeler bulunmayışının ortaya çıkmasından sonra kuşburnunun kültüre alınma ve yabani populasyonun ıslahı yanında kuşburnunun sanayi boyutunda işlenmesi amacıyla araştırma kurumları, üniversiteler ve gıda sanayicileri tarafından birçok çalışma yapılmıştır. Günümüzde kuşburnunun marmelatı, çayı modern tesislerde üretilmektedir. Ayrıca, kuşburnu bitkisi ilaç hammaddesi olarak çok değerlidir. Kuşburnu bitkisinin kök sistemi özelliği bakımından ülkemizde erozyona karşı kullanılabilmesi, diğer meyve ağaçlarının yetişmediği kötü özellik gösteren arazilerin değerlendirilmesi bakımından uygun olan bir bitkidir.

İKLİM İSTEKLERİ

İklim: Kuşburnu bitkisi farklı iklim isteklerine uyum gösteren bir bitkidir. Bitki özellikleri dolayısıyla hem soğuğa hem de kurağa oldukça dayanıklıdır.

Toprak: Bitki toprak özellikleri bakımından seçici olmamakla birlikte, gevşek yapıdaki, geçirgen topraklarda daha iyi sonuç vermektedir.

ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ

Tohumla Çoğaltma: Bu tip çoğaltma için, kabuk renginin sarıdan kırmızıya geçtiği dönemlerde veya meyve olumunda toplanan meyveler, hemen ya da tohum kabuğunu aşındırıcı işlemlerden sonra doğrudan tohum çimlendirme yastıklarına ekilirler. Bu şekilde üretilen çöğürlere aşı yapılarak aşılı kuşburnu üretimi gerçekleştirilir.

Dip Sürgünleri ile Üretim: Tiplere göre farklılık göstermekle birlikte, kuşburnu bitkisi dip sürgünü verme eğilimindedir. Bu dip sürgünlerinden alınarak doğrudan veya aşı yapıldıktan sonra elde edilen fidanlarla bahçe tesis edilir.

Aşı ile Çoğaltma: Tohumdan elde edilen çöğürlere ve dip sürgünü ile elde edilen çöğürlere uygulanan en uygun aşı yöntemi yongalı aşıdır. Aşının yapılma zamanı yaz başı ve yaz sonudur.

Daldırma ile Üretim: Kuşburnu bitkisi daldırma yöntemiyle kolayca üretilebilir. Ancak bu şekilde üretim, çok az sayıda fidan elde edildiği için pek pratik değildir

Çelikle Üretim: Kuşburnu için en uygun çoğaltma yöntemdir. Bu şekilde yetiştirilmesi amaçlanan çeşitlerden alınacak çeliklere hormon uygulamak suretiyle fidan üretimi yapılmış olur.

BAHÇE TESİSİ

Toprak İşleme: Kuşburnu bahçesi tesis edilecek yer dikim öncesinde seçildikten sonra toprak derin şekilde sürülerek hazırlanır. Besin maddesi bakımından eksikliğin giderilmesi ve toprağın yapısının düzeltilmesi amacıyla ahır gübresi atılarak toprağa karıştırılır.

Dikim: Kuşburnu bahçesi tesisi için sonbahar dönemi uygundur. Kışı sert geçen yerlerde ilkbahar dikimi tavsiye edilir. Dikim aralıkları çeşit özelliği ve arazinin durumu dikkate alınarak 1.5 x 1, 1.5 x 2, 2 x 2, 2 x 3 ya da 3 x 3 m sıra aralık mesafesi ile yapılabilir.

KÜLTÜREL İŞLEMLER

Kuşburnu, özel bir bakım gerektirmez. Ancak, uygun bakım koşullarında daha iyi gelişim gösterir ve daha iyi ürün verir.

Budama: Aralama ve gençleştirme budaması şeklinde uygulanır.

Gübreleme: Özel bir gübre isteği bulunmamaktadır. Toprak analizleri sonucuna göre, noksanlığı bulunan gübreler uygulanır.

Sulama: Sulama ile meyveler daha irileşir. Yağışlı bölgelerde yağış miktarındaki azalma durumunda imkan varsa sulanmalıdır.

Tarımsal Mücadele: Kuşburnu bitkisine zarar veren özel bir hastalık ve zararlısı yoktur. Ancak diğer meyvelerde bulunan hastalık ve zararlılardan etkilenebilir. Bu durumda tarımsal ilaçlama yapılır.

Hasat: Hasat zamanı, meyvenin değerlendirme şekillerine göre farklılık göstermektedir. Buna göre hasadına karar verilen meyveler temiz kaplarda toplanır, pazara veya işleme yerlerine götürülür.

ÜZÜMSÜ MEYVELERİN HASTALIK VE ZARARLILARI

 

ÇİLEK HASTALIK VE ZARARLILARI

YAPRAK HASTALIKLARI

Kuş gözü: Daha çok yaprakların aya kısmında görülür. Meyvede de bu lekeler görülebilir (Şekil 17).

Siyah leke: Yaprak çiçek ve meyvelerde görülen koyu renkli hafif çökük uzunumsu lekeler şeklindedir.

 

 

 

Şekil 17. Çilekte kuş gözü yaprak hastalığı

 

Bu hastalıklardan başka yaprak yanıklığı, yaprak kavrukluğu ve külleme hastalığı çileklerde görülen hastalık türleridir.

 

Mücadeleleri:

 

Bütün yaprak hastalıklarının bulaşma kaynağı hasta bitki artıklarıdır. Hastalıkları yüksek rutubet ve koyu gölgelenme arttırır.

-Yeni bahçe tesislerinde hastalıksız üretim materyali kullanılmalıdır.

-Tabanı, rutubetli ve gölgeli alanlarda çileklik kurulmamalıdır.

-İlaçlı mücadelelerinde, tarım teşkilatının ilgili uzmanlarının tavsiye ettikleri ilaçları, belirtilen dönemlerde ve dozlarda kullanılmalı, rasgele ilaçlamalardan kaçınılmalıdır.

KÖK VE KÖKBOĞAZI HASTALIKLARI

 

Kırmızı kök çürüklüğü ve siyah kök çürüklüğüdür. Kök sisteminin kısmen ya da tamamen çürümesidir.

Solgunluk:

Sıcak havalarda sağlıklı bitkilerin birden bire solduğu ve ölüme gittiği görülür.

 

-Hastalıklı bitki üretim materyali ile çileklik kurulmamalıdır.

-Hastalıkla bulaşık olan bölgelerde çileklik kurulmamalıdır.

 

MEYVE HASTALIKLARI:

1. Kurşuni küf hastalığı

2. Yaş çürüklük

 

ÇİLEKLERDE KURŞUNİ KÜF HASTALIĞI

Belirtileri:

Hastalık genellikle çiçek, yaprak, yaprak sapı ve meyvede görülmektedir (Şekil 18). Çiçeklerin tam açmış olduğu dönemde bütün organları ile enfeksiyona uğrayan çiçekler, aniden solarak kururlar ve “çiçek yanıklığı” olarak bilinen durum meydana gelir. Yaprak sapları ve daha çok dip tarafları hastalığa yakalanır.

Hastalık çok geniş bir yayılma alanı gösterir. Ülkemizin her tarafında görülmektedir.

Mücadelesi:

Kültürel önlemler:

- Çukur ve su tutan alanlarda çilek yetiştirilmemelidir.

- Çilek plantasyonlarını 2-3 yılda bir yenilemelidir. Genç plantasyonlarda vegetatif aksam yaşlılara göre daha azdır. Bunlarda hava sirkülasyonu ve güneşlenme daha iyi olur.

- Hastalığa yakalanmış meyveler ile çiçek sapı ve yapraklar hasattan sonra dipten kesilerek tarladan uzaklaştırılmalıdır.

- Önerilebilecek bir ilaç bulunamadığı için kimyasal mücadelesi yoktur.

-Bu grup hastalıklarla mücadele için meyveler toprağa değmeyecek şekilde üretim biçimi uygulanır.

-Yeni çileklikler kurulurken dikim alanlarının çukur ve su tutan alanlar olmamasına dikkat edilmelidir.

-Çilekler 2-3 yılda bir yenilenmelidir.

Şekil 18. Çilekte kurşuni küf hastalığı

 

ÇİLEKTE KIRMIZI ÖRÜMCEKLER:

Çilek zararlılarının başında iki noktalı kırmızı örümcek ile pamuk kırmızı örümceği gelir.

Kırmızı örümcekler, çileğin genellikle yaprakları altında bulunurlar. Yoğunluğun yüksek olduğu durumlarda yaprak ve meyvelerin küçük kalmasına, bitkinin bodurlaşmasına, bazen de ölümüne yol açar.

Mücadelesi:

50 yaprakçık incelenerek ortalama bir yaprakçıkta 15 ve üzerinde kırmızı örümcek tespit edilmesi halinde ilaçlama yapılır.

ÇİLEK YAPRAK BİTİ:

Bulunduğu bitki kısımlarını sokup emgi yaparak zararlı olur. Ayrıca çileklerde virus hastalığını sağlam bitkilere taşıyarak da tehlikeli olmaktadır.

Kışın ve ilkbaharda yapraklar kontrol edilmeli zararlı saptanırsa ilaçlama yapılmalıdır.


Meyvecilik Ana Sayfası




page counter
Siteiçi Arama Motoru

 

Google Gruplar
cinarziraat grubuna
kayıt ol
E-posta:

Bu grubu ziyaret et


Dost Siteler

Atletizm Portalı
Çınar Fidancılık
Turkey Hotel Trend
Yemek Tarifleri
tarım ilan sitesi
ısparta şehir portalı
www.bahcesel.com



Ana Sayfa | İlan Ekle | Arıcılık | Bağcılık | Beslenme | Büyükbaş Yetiştiriciliği | Gıda | İpekböceği
Kanatlı| Küçükbaş yetiştiriciliği | Meyvecilik | Sebzecilik | Yetiştiricilik | Tavukçuluk | Ürünlerimiz

cinarziraat@hotmail.com
Sitemizdeki bilgiler yayçep ve www.ebkae.gov.tr den alıntıdır
Elma, Armut, Kiraz, Fidanı, Mahlep, Badem, Zerdali, Şeftali, tohum, tohumu, plastik, aşı bağı, Jersey Mac, Grany Smith, Golden, Starking, Red Chief, Jona Gold, M9, MM106, MM11, Yabani Çöğür, Dixired, Monroe, Nektarin , Armking. Crimson Gold, S.S.Summer Red, Fantassia, 0900 Ziraat, Dalbastı, Aksehir Napolyonu, Allahdiyen,Uluborlu Napolyonu, Lambert, Starks Gold , Beyaz Kiraz, Akça, Williams , Santa Maria , Deveci ,Ankara ,Margeret Maria , Alyanak,Tyrinte , Sekerpare , Tokaloğlu , Ninfa , H.Haliloglu , Hasanbey , Aprikoz(Igdir) , Esme, Limon , Ekmek , Sebin , Bilecik , Kaplan , Yalova-1 , Yalova-3 , Yalova-4 , Trabzon Hurmasi (Cennet Elmasi), Hachiya (Çikolatali) , Hachiya (Çikolatasiz) , Texsas, Nonperail , Drake , Fernandez , Can-Papaz, President, Stanley , Kütahya , Hicaz , Gemlik, Domat , Samanlı , Toprak Ulak, Çakir , Çekiste , Çelebi , Çiller , Elma , Şeftali , Kiraz , Armut , Kayısı , Ayva , Ceviz , Badem, Erik, Vişne , Nar, eğridir, ısparta, afyon, çay,