Ürünlerimiz    İletişim    ilan ekle
 Anasayfa
 Ürünlerimiz
 Yemek Tarifleri

 Ana Sayfa
 Tarımsal Haberler
 Arıcılık
 Bağcılık
 Balıkçılık
 Beslenme
 Büyükbaş Yetiştiriciliği
 Gıda
 İpekböceği
 Kanatlı
 Kooperatifcilik
 Küçükbaş yetiştiriciliği
 Meyvecilik
 Sebzecilik
 Tavukçuluk
 Sulama
 Gübreleme
 Peyzaj
 Yetiştiricilik
 Bize Ulaşın
 Linkler
 Toprak su Muhafazası
 Destekleme
 Site Haritası
 Ürünlerimiz


Ürünlerimiz
Meyve fidanı
Aşı Bağı
Meyve tohumu
Aşısız yabani çöğür
Klonal çöğür


 Bilgi için
0 544 543 7177
cinarziraat@hotmail.com

Meyvecilik Ana Sayfası



SUBTROPIK MEYVELER

 

Bu dersimizde suptropik meyvelerden incir, kivi ve nar yetiştiriciliği ile hastalık ve zararlılarını ve bunlardan korunma yöntemlerini öğreneceğiz.

İNCİR YETİŞTİRİCİLİĞİ

Subtropik bir meyve olan incir geniş bir ekolojik uyum yeteneğine sahiptir. Türkiye'nin her yöresinde yaygın olmakla birlikte, Ege Bölgesinin Büyük ve Küçük Menderes havzalarındaki geniş bir alanda yoğun bir şekilde yetiştirilmektedir. Türkiye taze incir üretiminin yaklaşık % 75'i ve dış satıma konu olan kuru incirin tamamı ise bu havzalarda üretilmektedir.

Şekil 1. İncir üretim alanlarından bir görünüm.

Bölgenin ekolojik koşullarının uygunluğu en kaliteli kuru incirlerinin yalnızca bu havzada yetişme şansına ermiştir.

Türkiye'nin yıllık 50.000 ton üzerinde olan kuru incir üretiminin, yine yılda 40.000 tondan fazlası dış satıma gitmekte ve karşılığında 50 milyon dolarlık döviz geliri sağlanmaktadır.

Yüksek kalori değerine sahip gıda maddeleri içinde çok özel bir yeri olan kuru incir, diğer kurutularak saklanan meyvelerde olduğu gibi önemli miktarda şeker ihtiva eder. Bu yönüyle beslenmede önemli bir yeri bulunmaktadır. Ayrıca mineral maddeler, karbonhidrat, protein, yağ ve vitamin yönünden de zengin bir kaynaktır.

Çizelge 1. 100 g Kuru incirin besin değeri içerikleri

Enerji (kcal)

213.00

Fosfor (mg)

92.00

Protein (g)

3.60

Sodyum (mg)

40.00

Yağ (g)

1.30

Magnezyum

70.00

K.Hidrat (g)

52.90

Vitamin B1 (mg)

0.12

Potasyum (mg)

850.00

Vitamin B2 (mg)

0.09

Kalsiyum (mg)

193.00

Vitamin B6 (mg)

0.12

Demir (mg)

3.30

Folik Asit ( m g)

9.00

 

İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

İncir subtropik iklim bitkisidir. Buna karşın dünyanın ılıman iklime sahip birçok yerlerinde yetişmektedir. İncir kışları ılık, yazları sıcak ve kurak yerler ister. Yıllık ortalama 18-20 0 C olduğu yerlerde yetişir. Meyve doğuşundan hasat sonuna kadar olan Mayıs-Ekim aylarında daha yüksek ortalama sıcaklıklar ve özellikle meyve olgunluğu ve kurutma döneminde (Ağustos-Eylül ayları) 30 o C'ye kadar çıkan ortalama sıcaklıklar istenir. Bu güneşte kurutma yönünden önemlidir.

Yüksek sıcaklık kadar düşük sıcaklık da önemlidir. En düşük sıcaklığın –9 o C'den daha aşağı düştüğü yerlerde incir tarımı başarılı şekilde yapılamaz.

İncir ağacının optimal yağış isteği yıllık 625 mm'dir. Yağış miktarının 550 mm'nin altına düşmesi durumunda sulanması gerekir. Özellikle kurutmacılık, yönünden yağışların Kasım-Haziran aylarında olması, kurutma mevsimi olan Temmuz-Eylül aylarının yağışsız ve bulutsuz geçmesi istenir.

İlekleme döneminde esecek kuvvetli rüzgarlar ilek arısı uçuşuna ve tozlanmaya engel olacağı için uygun değildir.

İncir ağacı toprak istekleri yönünden fazla seçici değildir. Ancak kuru incir kalitesi söz konusu olduğunda, toprak istekleri yönünden seçici olur. Derin, kumlu-killi, yeterli organik materyal ve kirece sahip topraklar istenir. İncir ağacı kireçce zengin topraklarda iyi yetişir ve toprak tuzluluğuna az dayanıklı bir bitkidir. İncir taban suyu 2 metreden daha yakın olan topraklarda kaliteli ürün vermez.

ÇEŞİT SEÇİMİ

Ticari amaçla incir yetiştiriciliği söz konusu olduğunda çeşit seçimi önem taşır. Bahçe kurutmalık veya sofralık bir çeşitten kurulabilir. Kurutmalık çeşitte en önemli sınırlayıcı faktör iklimdir. Kurutmalık çeşitleri hem taze hem de kuru olarak pazarlama olanağı vardır.

En iyi standart kurutmalık çeşitler Sarılop ve Sarı Zeybektir. Ağaçlar 7-8 metre yükseklikte, 8-9 metre genişlikte, genç yaşta dik-yayvan, yaş ilerledikçe sarkık dallı bir taç oluşturur. Birinci ürün (Yellop) meyvelerin döllenmeleri mümkün değildir.

Şekil 2. Taze sarılop meyveleri

Şekil 3. Taze sarı zeybek meyveleri

İkinci ürün (İyilop) meyveleri esas önemli olan üründür ve mutlaka döllenmesi gerekir. Meyve ağırlığı ortalama 65 gr meyve çapı 55 mm'dir. İlk olgunlaşma Temmuz sonu Ağustos başında başlar. Hasat süresi 40-45 gündür. İyi kalitede sofralık, çok iyi kalitede standart kurutmalık bir çeşittir.

Son yıllarda taze incir tüketimi ve dış satımı da artış göstermektedir. Sofralık çeşitlerden başlıcaları Bursa Siyahı, Göklop, Akça, Bardakçı, Yeşilgüz, Morgüz, Beyaz Orak, Siyah Orak çeşitleridir. Bursa Siyahı çeşidinin ambalaja ve yola dayanımının iyi olması ve dış pazarda çok iyi tutulması, Siyah Orak ve Beyaz Orak çeşitlerinin birinci ürünlerinin ilekleme gerektirmemesi ve erkenci oluşu iç ve dış pazarda geniş pazarlama olanağı bulması bakımından önemlidir.

Şekil 4. Taze Bursa siyahı meyvesi

 

BAHÇE KURULMASI

Bahçe kurmaya karar verildiğinde ilk önce bahçenin, ihata işlemi yapılır. Gerekiyorsa tesviye, drenaj vs. gibi sorunları tamamlanır. Arazinin durumuna göre düz arazilerde KARE dikim tercih edilir. DİKDÖRTGEN dikim de yapılabilir. Meyilli arazilerde en iyi dikim şekli KONTUR dikimdir.

Dikim aralık mesafeleri 8x8-8x6-6x6 ve 8x4 metre olabilir. Kuvvetli topraklarda ağaç iyi gelişeceği için aralık ve mesafeler geniş tutulur.

Bahçe kurulması sırasında temin edilecek olan fidanlar çeşit özelliklerini belirten, hastalık ve zararlılardan ari, sertifikalı ve ismine doğru üretim yapılan yerlerden temin edilmelidir.

Şekil 5. Taban arazide kurulan incir bahçesi

FİDAN DİKİMİ

Dikilecek köklü fidan 1-2 yaşlarında sağlam ve gelişmiş olmalıdır. Arazi dikime hazırlandıktan sonra fidan dikilecek yerler işaretlenir. Çukurun açımı için dikim tahtası kullanılır, böylece sıralar ve dikilen fidan daha düzgün olur. Fidan çukurunun genişliği ve derinliği toprağın zenginliğine ve yapısına bağlıdır. İyi topraklarda fazla derinlik ve genişlik gerekmez. Toprağın özellikleri kötüleştikçe çukurun derinliği ve genişliği fazla olmalıdır. Genel olarak 50 cm derinlik ve 50 cm genişlik uygundur. Fidan çukurlarının içine dışarıdan iyi kaliteli toprak ve iyi yanmış hayvan gübresi karıştırılırsa bitkinin iyi gelişmesine yardımcı olur.

İncir fidanları en uygun kış uykusu devresi (yapraksız) ile İlkbaharda yeniden su yürümesi arasında kalan dönemde dikilebilir. Kışı soğuk olmayan yerlerde Sonbahar dikimi tercih edilir. Dikilecek fidanlarda dikimden hemen önce bir kök tuvaleti yapılır. Daha sonra dikim tahtası yardımıyla çukura konulan fidanın güney kısmına bu fidanı bağlamak için fidan hereği konulur ve çukur keseksiz, ufalanmış iyi toprakla doldurulur. Fidanın dibine sulama havuzu yapılarak ilk can suyu verilir. Fidan hereği ip, lastik, söğüt dalı, vs. çaprazlamasına olarak sekiz yapacak şekilde bağlanır.

Fidanların normal olarak dikimden hemen sonra veya sürgün vermeden hemen önce verilmek istenilen taç yüksekliğinden uçları kesilir. Fidanların taze meyve üretimi hasat, budama, ilaçlama, ileklemede kolaylık sağlanması açısından alçaktan taçlandırılmasında büyük yarar vardır.

Köklü fidandan başka çelikten de bahçe kurma olanağı vardır. Bunun için 40-50 cm uzunluğunda kesilmiş sağlıklı incir sürgünleri tutum garantisi sağlanması açısından her çukura 2 adet konularak toprak yüzeyinde 2-3 göz kalacak şekilde gömülür. Çelikten dikimler İlkbaharda ağaçlara su yürümeden hemen önce yapılır.

BAHÇELERİN BAKIMI

Toprak İşleme

İncir bahçeleri son yıllarda özellikle sulama olanaklarının olmadığı yerlerde kurulduğu için toprağın devamlı işlenerek yabani otların geliştirilmemesi yöntemi uygulanır. İncir bahçeleri Sonbaharda bir ve İlkbaharda iki olmak üzere üç kez sürülmelidir. Sonbahardaki toprak işlemesi incir hasadının tamamlanmasından hemen sonra ilk yağmurlar yağınca yapılır. Bu sürümde bahçe kesekli bırakılarak kış yağışlarının toprağa işlemesi sağlanmış olur. Meyilli arazilerde sürümler meyile dik yapılmamalıdır.

İlkbahardaki sürümler toprağın havalanması yanında kışın gelişen yabancı otları yok etmek amacıyla yapılır. Üçüncü sürüm ilekleme yapıldıktan sonraki dönemde Haziran ayı içinde yapılır. Sürümden sonra tırmık, diskaro ve sürgü gibi düzleyici aletler geçirilerek kuru incir hasadı için toprak sathı düzeltilir.

Budama

İncir bahçelerinde üç budama yapılır. Birinci budama yeni dikilmiş fidanlarda ürüne yatıncaya kadar ağacın iskeletini ve tacını oluşturmak amacıyla yapılan şekil budamasıdır.

İkinci budama verim budamasıdır. Verim çağındaki ağaçlarda şekil korumak, normal sürgün verdirmek üzere kırılmış dallar, sıklaşmış sürgünler çatal ve çapraz gelişmiş, birbirinin üstüne binmiş dallar kesilir. Hasat sırasında kırılmış ve kuru dallar ağaç yapraklı iken daha iyi görülebildiğinden, hasat sonrası ağaçta daha yaprak varken kesilerek budanır. Esas budama ise Kış aylarında çok soğuk olmayan günlerde yapılır. Ürün budaması çok sert yapılmamalıdır. Aksi takdirde ağaç çok sürgüne kaçar ve verim düşer.

Üçüncü budama yaşlı ağaçların bakımı ve gençleştirme budamasıdır. Yaşlı ve bakımsız incir ağaçlarında dallarda sarkmalar olur. Ayrıca incir ağacı yazın şiddetli güneşlerinden çok etkilendiğinden dallarda güneş yanıklığı meydana gelir ve ağaçlar verimden düşer. Bu ağaçların yeniden kuvvetli sürgünler oluşturmasını sağlamak yeniden taç oluşturmak amacıyla gençleştirme (kabaklama) budaması yapılır.

Bu budamada çok kuru dallar kesilip atılır. Diğer dallar ana gövdeye yakın yerlerden kesilerek ağaca yeni sürgün verdirilir. Gelişen sürgünlerden yeni tacın oluşturulmasında kullanılacak olanların bırakılıp şekil budaması uygulanarak verim alınmaya devam edilir.

Sulama

Yağışın 550 mm'nin altına düşmesi sulama yapılmasını gerektirir. Yağışın yetersiz olduğu yıllarda sulama olanağı olan düz arazilerde Kış aylarından itibaren meyve olum öncesine kadar düzenli olarak sulama yapılmalıdır. Özellikle son yıllarda incirin yetişme alanları dağlık ve meyilli arazileri kayma gösterdiğinden buralara 600 mm'lik yağışlarda bile toprak tutulması zor olduğundan böyle arazilerde toprak-su muhafaza tedbirleri mutlaka yerine getirilmeli, Kış yağmur sularının akışını önleyecek sürüm yapılmalı, toprak yüzeyinde bitki örtüsü meydana getirilmelidir. Ağaç diplerinde havuzlar yaparak yağış sularının akışını önleyerek toprağa işlemesi sağlanmalıdır.

Gübreleme

Bitkinin besin maddesi ihtiyacı en sağlıklı olarak ağaçların gelişme ve ürün durumlarının izlenmesi ve toprak analizleri ile ortaya çıkabilir.

Azot, bitkinin vejetatif gelişmesini yani yaprak sayısını ve sürgün uzunluğunu arttırır. Sonuçta meyve sayısını arttırır. Ancak tek taraflı azotlu gübreleme ile sürgün uzunluğu ve meyve sayısı arttırılırsa bu kez kalite düşer.

Fosfor, incirde meyve iriliğine olumlu yönde etkiler. İncir yetiştiriciliğinde irilik aranan en önemli özelliktir.

Potasyum ise meyve kalitesi ve ürün miktarı üzerine etkili olmaktadır. Potasyum, meyvelerin güneş yakmasından zarar görmelerini azaltır, açık kabuk rengine sahip daha yumuşak kuru incir meyvesi elde edilmesine yardım eder.

İncir bahçelerinde yeşil veya çiftlik gübreleri tercih edilmeli, analizler sonucu gerek duyulursa suni gübreler kullanılmalıdır.

İLEKLEME

Kurutmalık Sarılop incir çeşidi ve sofralık Bursa Siyahı ile birlikte diğer incir çeşitleri de meyve oluşumu için mutlak döllenmeye ihtiyaç duyarlar. İncirlerde dişi ve erkek ağaçlar ayrı ayrıdır. Dişi incir ağaçları yılda üç meyve verirler. Bunlar; Yellop, İyilop ve Sarılop dur. Bizim için önemli olan ve asıl meyveleri oluşturan İyilop meyveleridir. Erkek incirlerde dişi incirler gibi bir yılda üç meyve verirler. Bunlarda Boğa, İlek ve Ebe meyveleridir. Erkek incir ağaçlarındaki ilek meyvelerinden çıkan sinekler dişi ağaçlardaki İyilop meyvelerini döller. İncir bahçeleri içinde ve yakınında erkek incir ağacı istenmez.

Şekil 6. Erkek incir ağacında ilek meyveleri

İşte meyve vermesi için mutlaka döllenmesi gereken dişi incirlerin en önemli meyve ürünü olan iyilopların (yaz ürünlerinin döllenmesi) amacıyla iyiloplarla aynı zamanda olgunlaşan erkek incirlerin ilek meyvelerinin içlerindeki arıları ile birlikte dişi incir ağaçlara bırakılması şeklinde yapılan suni işleme İLEKLEME, bu amaçla kullanılan erkek incir meyvelerine İLEK denir. Yeni doğmuş incir meyveleri yaklaşık 10.0 mm çapa girdiklerinde döllenmeye uygun (reseptif) haldedir. Erkek incirlerde arı çıkışı başlar başlamaz tozlanmada (ileklemede) kullanılmaya hazır durumdadır. Olgun ilek meyvelerinden 4-6 gün süreyle ilek arıcığı çıkışı olur. Daha sonra kuruyup buruşan bu ilek meyveleri incir için birçok zararlı ve hastalık etmenlerinin barınmasına yol açacağından toplanıp imha edilmesi gerekir.

Şekil 7. Dişi incir meyvelerine ilek arıcığının girişi

İlekleme işlemi sabah erken, havanın serin ve sakin olduğu saatlerde yapılmalıdır. İlekler ip, naylon file veya bataklıklarda yetişen kova (Cyperacae) adı verilen bitkilere dizilerek ağaçlara asılır. Ağaçlara verilecek ilek miktarı ağacın büyüklüğüne göre değişmekle beraber 20-25 kg kuru incir elde edilen bir ağaca 750-1000 g ilek meyvesi asılır. Sürgünlerde farklı zamanlarda meydana gelmiş meyveleri döllemek üzere normal koşullarda bir hafta arayla iki kez ilekleme yapılması gereklidir. Hava şartlarının, ilek meyvesine bağlı olarak ilekleme işlemi 3-4 kez de tekrarlanabilir. İlk ilekleme işleminden 40-42 gün sonra iyilop meyvelerinde taze olgun meyveler görülmeye başlar.

HASAT, KURUTMA VE DEPOLAMA

Hasat - Taze İncir Hasadı

Ülkesel ve uluslararası ulaştırma olanaklarının artması, ambalajlamada görülen hızlı gelişme, taze meyveye olan talep artışı gibi nedenlerle iç ve dış pazarlara taze incir gönderilmesi son yıllarda hızlı bir gelişme göstermektedir. Dış pazarlarda egzotik meyveler olarak adlandırılan aroma ve tat yönünden alışılagelmiş meyvelerden biraz daha farklı meyve türlerine karşı artan bir ilgi ve istek söz konusudur. İncir de bu meyveler arasında değerlendirilmektedir. Meyvelerde hızlı bir olgunlaşma ve hızlı şeker birikimi incire has bir özelliktir. Hasatla birlikte taze meyvelerdeki bu değişmeler durur. Taze meyvelerdeki bu özellik nedeniyle meyvenin hasadı tüketicinin damak zevkine göre değişmektedir.

İç piyasa için taze incir meyveleri tam yeme olgunluğunda hasat edilirken, dış piyasa için ise yola dayanması ve tüketicinin talepleri doğrultusunda tam olgunlaşmadan yani yumuşama başlamadan (ham) hasat edilir. Hasat elle yapılır, taze incir meyvesi avuç içiyle ezilmeye neden olmayacak şekilde kavranıp sağa-sola döndürülerek burkma ve çekme hareketiyle koparılır. Koparılan meyvelerin zedelenmemesi ve ezilmemesi için kova veya yayvan kaplar kullanılmalıdır.

Ürün sabahın erken saatlerinde, serinlikte, güneş ve sıcağa maruz kalmadan hasat edilmelidir. Toplanan ürün kısa sürede ambalajlanıp pazara sevk edilmelidir. Ambalajlama serin ve gölge yerlerde yapılmalıdır.

Ambalaj pazarlama için çok önemlidir. Dış Pazar için incirler tek sıra viyol kutularda nakledilir. İç pazar için geçmişte kullanılan 15-20 kg'lık kargı sepetler yerine tek veya iki sıralı tahta kasalar kullanılmalıdır.

Kuru İncir Hasadı

Kurutmalık incirler, ağaç üzerinde su kaybederler. Buruk olarak adlandırılan bu meyvelerin sap kısımlarında mantarlaşma olur ve meyveler kendiliğinden dökülür. Yere dökülen incirler her gün düzenli olarak toplanıp özel olarak hazırlanmış sergi yerlerinde kurutulur. Ağaç dibinde toplama, 8-10 kg'lık sepet, kova veya plastik kaplarla yapılır. Ağaçtan kendi haliyle dibe düşmeyen incirlerin hasat döneminin sonuna doğru sırık veya çengel gibi yardımcı aletlerle dibe düşürülür.

Şekil 8. Dalında buruklaşmış sarılop meyveleri

Kuru incir hasadı her gün sabah erken ve akşam saatlerinde düzenli olarak yapılmalıdır. Böylece hayvan ve haşere zararlıları en alt düzeye indirilecek, son yıllarda büyük sorun olan küf mantarlarının oluşumu önlenecektir.

 

Kurutma

Ağaç altına kendi halinde düşen incirler %25 den fazla su içerirler. Oysa depolanacak incirlerde %18-20 dolayında su olması istenir. Kurutmanın amacı su oranını %18-20'ye indirmektir. Kurutma doğal koşullarda güneş altında yapılmaktadır. Kurutma; yerden 10-15 cm yükseklikte kerevet adı verilen plastik veya galvanizli telden yapılmış ızgaralarda olmalıdır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda incirlerin dalda buruk halde elle hasadı sonunda güneş kollektörü adlı tünellerde kurutulması ile en kısa sürede en temiz ürün eldesi sağlanmıştır.

Şekil 9. Kerevet üzerinde kurutulan incirlerin görünümü

 

Şekil 10. Kurutulmuş ve ambalajlanmış incirlerin görünümü

Şekil 11. Güneş kollektörlü kurutma sistemi

 

Depolama

Bahçelerdeki sergiden alınmış kuru incirler sınıflandırılmak üzere depolara nakledilirken en fazla 20-25 kg arasındaki plastik kasalara konulmalıdır.

Kuru incirlerin fiyatlandırılması kilogramdaki meyve adedine göre yapılmaktadır. Buna karşın genelde kalitesine göre 4 grupta sınıflandırılır.

•  A serisi (İŞMALI) incirler

•  B serisi (KÜREKMALI) incirler

•  C serisi (BALLIKARA, LEKELİ) incirler

•  Hurda (ENDÜSTRİYEL) incirler

Sınıflandırılmış kuru incirler pazarlanıncaya kadar bekletildikleri depo ortamı temiz kireç badanası yapılmış, incir kurdu kelebeğinin girişini engelleyen tül gibi materyalle çevrilmiş olmalıdır. Her sınıftaki incirlerin üst üste konulma yüksekliği 40-50 cm'yi geçmemelidir. Yabancı materyalle bulaşmayı önlemek için incirlerin üzerine hafif tül gibi örtü malzemesi ile kapatılmalıdır. Kuru incir üreticisi deposunda bekleme esnasında mutlaka kirlenme meydana geleceği için en kısa sürede ürününü elden çıkarmalıdır.

KİVİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bu yüzyılın başlarına kadar doğal yetişme alanı olan Çin'in dışında pek bilinmeyen kivi meyvesi, 1930'lu yıllardan itibaren Yeni Zelanda, 1970'li yıllardan itibaren ise dünyanın farklı bölgelerinde kültürel olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Kivi meyvesi vitamin ve aromatik maddeler bakımından zengin ve dekoratif görünüşlüdür (Şekil 12). Bu özelliği nedeniyle kivi kısa sürede insanlar tarafından sevilmiş ve dünyadaki toplam üretimi bir milyon tonun üzerine çıkmıştır.

Ülkemizde kivi araştırma ve üretim çalışmaların sadece 13 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen kivi meyvesi ülkemizde de büyük ilgi görmüş, üretimi ve tüketimi konusunda beklenenin üzerinde bir talep ortaya çıkmıştır. Özellikle çay ve fındığın yetiştirildiği Doğu Karadeniz Bölgesinde kivi bitkisi yöre çiftçisi için alternatif bir ürün haline gelmiştir.

Karadeniz sahili dışında üretim yönünden önemli potansiyele sahip diğer bir bölge de Mar­mara Bölgesidir. Büyük tüketim merkezlerinin yakın oluşu, soğuk hava depolarının bulunuşu bu yörede üretimin büyük ölçü­de artmasını teşvik etmektedir. Ege ve Akdeniz Bölgelerinde denizden 200-500 metre yüksek nemli vadi içlerinde kivi üretimi yapılabilmektedir. Akdeniz sahil kuşağında ise aşırı sıcaklar kivi yetiştiriciliğini zora sokmakta, her gün sulama yapma zorunluluğu ürün maliyetini artırmaktadır. Ülkemizde mevcut olan meyve tüketim alışkanlığı dikkate alındığında yılda 50.000 tonluk bir tüketim ve en az 400 bin tonluk üretim potansiyelinden bahsetmek mümkündür.

Şekil 12. Dekoratif görünüşlü kivi meyvesi

BİTKİSEL ÖZELLİKLER

Gövde: Genç kivi omcalarında gövde gevrek yapılıdır. Sarılıcı özelliği nedeni ile dikimden itibaren bir hereğe bağlanarak düzgün gelişmesi ve dik durması sağlanmalıdır. Gövde ileriki yaşlarda odunlaşsa bile mevcut yükü taşıyamadığından mutlaka destek sistemine ihtiyaç duymaktadır.

Kollar: Kollar gövdenin devamı sayılan yaşlı kalın sürgünlerdir. Kollar destek sisteminin orta teline bağlanarak tutulmaktadır. Yaklaşık 150 cm uzunluğunda ve zıt yönde bırakılan iki adet kol, gövde ile birlikte omcasının iskeletini oluşturmaktadır. Kolların kış budamaları sırasında elden geçirilmesi ve birkaç yılda bir yenilenmesi zorunludur.

Çubuklar: Çubuklar kollardan çıkan odunlaşmış bir yaşlı sürgünlerdir. Sürgünlerin odunlaşması yaz ortasından başlar yaprak dökümünde son bulur. Sürgünler uygun koşullarında 6-7 metre boylanabilirler. Sürgünlerin uç kısmı sarılıcı, tüylü ve kahve renklidir. Sürgünlerden bazılarının uçları beş veya altıncı yapraktan itibaren körleşir. Sürgünler üzerinde on ikinci göze kadar olan gözler meyve verme potansiyeline sahiptirler. On üçüncü gözden itibaren oluşan gözlerin tamamı vejetatif yapıdadır. Bu gözlerden meyve meydana gelmez. Çubukların orta kısımları çelik ve aşı kalemi için dip ve uç kısımlarına oranla daha uygundur.

Gözler: Gözler bir yaşlı sürgünler üzerindeki yaprak koltuklarından çıkarlar. İlkbaharda gözler patladığı zaman içlerinden bir önceki vejetasyon döneminde gelişmelerini tamamlamış minyatür halde genç sürgünler doğar (Şekil 13). Çubuklar üzerinde bulunan gözlerin tamamı uyanmaz. Özellikle çubukların alt gözleri ile kuvvetli, kalın ve boğum araları uzun olan çubuklarda uyanma az olur. Hayward çeşidinde gözlerin yarısından azı uyanır ve sürer. Uyanmadan itibaren 3 hafta içinde sürgün boyları 15-20 cm'ye ulaşır.

Şekil 13. Kivilerde bir yıllık bir sürgün ve vejetasyon sonuna doğru sürgün üzerindeki bir göz içerisinde gelişmesini tamamlamış minyatür bir sürgün.

Çiçekler: Kivilerde çiçekler yaprak koltuklarından tek tek veya salkım halinde oluşurlar. Ticari olarak yetiştirilen kivi çeşitleri 2 evciklidir. Dişi ve erkek bitkilerde çiçekler morfolojik olarak birbirlerine benzeseler de erkek çiçeklerde yumurtalıklar, dişi çiçeklerde ise polenler fonksiyonel değildir. Dişi çiçeklerde polen tozlarının içi boş ve yu­muşaktır. Bunların çimlenme yeteneği yoktur. Erkek çiçekler 2-3 gün canlılıklarını muhafaza ederler. Bu süre dişi çiçeklerde 10 güne kadardır. Döllenen dişi çiçeklerde dişicik tepesi kahverengileşir ve solar. Döllenmeyenlerde ise renk beyaz kalır ve dişi organın görünüşü değişmez. Çiçeklenmeden sonra erkek çiçeklerde çiçek sapı kuruyarak omcalar üzere kararmış bir vaziyette kalır. Kararmış ve kurumuş bu çiçek kalıntılarına bakarak erkek omcaları tanımak mümkündür.

Döllenme olması için bahçede mutlaka tozlayıcı-erkek bitkilerin bulunması gerekir. Erkek çeşitlerden Matua, dişi çeşit olan Hayward'dan biraz daha erken çiçek açtığından tozlanmayı garanti altına almak bakımında bahçede ikinci bir erkek çeşit olan Tomuri'ye de yer verilmelidir. Yeterli bir tozlanma için bir hektar alanda 10 adet arı kovanı bulundurulmalıdır. Kovanlar dişi çiçeklerin % 15'i açınca bahçeye getirilmeli ve son çiçeklerin taç yaprakları döküldükten sonra uzaklaştırılmalıdır. Kivi çiçekleri nektar içermediklerinden arılar için çekici değildirler.

Meyve: Hayward çeşidinde meyve eni 4-5 cm, boyu 6-9 cm ve ağırlığı 40-150 g arasındadır. Meyve şekli silindirik ovaldir. Dıştan içe, tüyler, kabuk, dış meyve eti, iç meyve eti, çekirdek, çekirdek evi, yumurtalık izleri ve meyve özünden meydana gelmiştir. Kivi meyvesi %20 oranında kuru madde, %80 oranında su ihtiva eder. Kivi meyvesi C vitamini bakımından çok zengindir. 100 gram taze meyvede 100-400 mg C vitamini bulunur. Bu miktar yabani çeşitlerde 1100 mg'a kadar çıkar. Pazarlanabilir meyve ağırlıkları 80-120 gr. olduğuna göre yarım kivi meyvesi yetişkin bir insanın günlük C vitamini ihtiyacını fazlasıyla karşılamaktadır. 100 gr. meyve eti yalnızca 66 kalori verir. Bu bakımdan kivi sağlık meyvesi olarak adlandırılır. Kivi meyvesinin içerisinde bulunan klorofil pigmentleri meyvelere yeşil renk verirler.

Yaprak: Bir kivi bitkisinde toplam 2.000-3.000 adet yaprak bulunur. Yapraklar sürgün üzerinde boğumların dip kısmından çıkarlar. Yaprakların ortalama çapı 20 cm kadardır. Bir bitkide ortalama yaprak alanı 40-60 m 2' dir. Bu da omcanın iz düşümünün 2-3 katı kadardır. Bu durum kivi omcalarında fazla miktarda su tüketiminin nedenini açıklamaya yeterlidir.

Kökler: Kivi saçak köklü bir bitkidir. Kökler çoğunlukla toprağın 40 cm'lik üst kısmında bulunurlar. Kök hacmi toprak üstü organlarına oranla daha azdır. Toprak üstü aksamın su tüketimini karşılayabilmesi için toprakta yeterli miktarda su bulunması gerekir. Bu durum kivi yetiştiriciliğinde su ve sulamayı önemli hale getirir. Kökler kuraklıktan zarar gördükleri gibi topraktaki aşırı sudan da zararlanırlar.

YETİŞME İSTEKLERİ

Kivinin yetiştiği doğal ortamlarda oransal nem % 70-80, yükseklik en az 300, çoğunlukla 800-1400m dır. Buralarda sık yoğun sis görülse de yıllık 2000 saatin üzerinde güneşlenme vardır. Vejetasyon dö­neminde su tüketimini karşılayacak bol yağış olur. Vejetasyon döneminde en az 260 gün don olayı meydana gelmez. Genel olarak kivinin yetiştirildiği ülkelerin coğrafik konumlarına bakıldığı zaman bu ülkelerin kuzey ve güney yarım kürede 40. paraleller üzerinde veya bu paralele yakın oldukları görülür. Ülkemizde de aynı paralel üzerinde bulunan Karadeniz ve Marmara Bölgeleri kivi yetiştiriciliğine en uygun yörelerdir.

Vejetasyon döneminde 8°C'nin üzerinde 1800-3.000 saat sıcaklık toplamına sahip ekolojilerde kivi yetiştirilebilmektedir. Don olayları kivi yetiştiriciliğine en çok kısıtlama getiren etmenlerden birisidir. Gözlerin sürmesi ile hasat ve yaprak dökümü arasında 230-260 gün don olmayan gelişme süresi gereklidir. Çok genel bir ifade ile bitkiler kışın -6,5 ile -10°C, ilkbaharda sürgünler -0,5 °C, sonbaharda meyveler -2 °C'nin altındaki sıcaklıklarda zarar görürler.

Yağış, kivi yetiştiriciliğinde en önemli iklim etmendir. Kivi bitkisi yaklaşık 8-9 ay süren vejetasyon dönemi içinde iklime göre topraktan 800-1400 mm su tüketir.

Kivi, derin ve geçirgen toprakları sever. Suyu fazla tutan killi topraklar kivi yetiştiriciliğine uygun değildir. Kivi tesisi edilecek bahçede taban suyu seviyesinin toprak yüzeyinde en az 90 cm aşağıda olması, bu derinliğin kesinlikle 60 cm'nin üzerine çıkmaması gerekir. Bu durumda dahi kiviler yaklaşık 30 cm yükseltilmiş şerit yastıklar üzerine dikilmelidir.

BAHÇE TESİSİ

Kivi bahçesi kurulmadan önce arazinin tesviye edilmesi gerekir. Elverişli bir toprak hazırlığı için kivi tesis edilecek toprağa iki yıl üst üste hububat ekilmesi, toprakta bulunması muhtemel nematodların yok edilmesi bakımından gereklidir.

Kivi bahçesi tesis edilirken sıralar arası ve sıralar üzerinde bırakılacak mesafe 3 ile 5m arasında değişir. Bahçe tesis edilirken her 7 veya 8 dişi omcaya 1 erkek omca hesap edilmelidir. Fidanlar sonbahar veya ilkbaharda dikilebilir. Kış donları tehlikesi olmayan yörelerde sonbahar dikimi daha uygundur.

Kivi, kendi ağırlığını taşıma özelliğinde olmayan bir bitki türüdür. Bitkiyi meydana getiren vejetatif ve generatif aksamın askıya alınması ve desteklenmesi gerekir (Şekil 14). Bitki habitüsünün destek sistemi ile yukarıya kaldırılması, verim üzerine müspet yönde etkili olduğu gibi, toprak işleme, sulama, mücadele ve hasat gibi işlerinin daha kolay yapılmasına imkan sağlar. Bitki ağırlığını taşıyan ve destekleyen direkler, teller ve herekler destek sisteminin unsurlarını oluştururlar.

Direkler, ağaç, beton veya demir malzemeden yapılabilir. Beton direkler 10 x 10 cm kesitinde olabilir. Direk boyları ise uygulanacak terbiye şekline göre 2,5 – 3 m ara­sında olur. Ağaç direklerin çapı ise cinsine ve kullanılacağı yere göre 8 - 12 cm arasında olmalıdır. Ağaç direkler çürümeye karşı uygun bir yolla dayanıklı hale getirilmeli veya emprenye edilmiş olmalıdır. Ağaç ve beton direkler toprağın 50-60 cm derinliğine çakılmış veya gömülmüş olmalıdır.

Modern kivi yetiştiriciliğinde omcalara şekil verilmesi ve bu şeklin yıllar boyu sürdürülmesi verimin devamlılığını mümkün kılar. "T" sistemi dünyada en yaygın kullanılan bir terbiye şeklidir. Bu terbiye şeklinde gövde yüksekliği 1.8m'dir. Gövdenin tepesinde, taşıyıcı telin hemen altından sağa ve sola birer adet sabit kol bırakılır. Kollar orta tel üzerine bindirilerek desteklenir. Kollar üzerinde 30-40 cm aralıklarla takriben 100 cm uzunluğunda ürün çubukları oluşturulur ve çubuklar uçlarından dıştaki tellere bağlanarak desteklenir.

Şekil 14. Farklı biçimlerde oluşturulmuş destek sistemleri

BAHÇE BAKIM İŞLERİ

Şekil Budama

Kivi omcalarına dikildikleri yıldan itibaren şekil verilmeye başlanır. İlk yıl fidanlar dikildikten sonra alttan ikinci göz üzerinden budanır. Gözler sürmeye başlayınca kuvvetli olan sürgün bırakılıp diğerleri tırnak bırakmadan dipten kesilir. Ancak dipteki yapraklar koparılmamalıdır. Bırakılmış olan sürgünün dik büyümesini sağlamak amacıyla omcanın yanına bir herek dikilmelidir (Şekil 15). Gövdeyi oluşturacak olan bu sürgün hereğe fazla sıkı bağlanmamalı ve sürgünün kıvrım oluşturacak şekilde hereğe sarılmamasına dikkat edilmelidir. Gövde oluşturulurken dipten çıkan obur sürgünler sürekli temizlenmeli, büyüme mevsimi boyunca gövde üzerinde gelişen yan dallar da temizlenmelidir. Eğer zamanla gövde cılızlaşırsa tepesi üstten vurularak kuvvetli gelişecek olan yeni bir yan sürgünün lider duruma geçmesi sağlanmalıdır. Eğer gövde kuvvetli gelişip erken bir zamanda tel seviyesine ulaşmış ise ilk yıl yan kolların oluşturulması yoluna da gidilebilir. Bunu yapmak için gövde tepesi telin 10 cm altından kesilerek tepeden iki adet sürgünün kuvvetli gelişmesi sağlanır. Bu sürgünler ters istikamette olmak üzere orta tele bağlanarak gelişmeleri sağlanır. Bu sürgünler sonraki yıllarda omcanın ana kollarını oluşturacaklardır.

İkinci yıl yapılan budamanın amacı kalıcı ana kollar ve bunlara bağlı yan dalları oluşturmaktır. Kolların dengeyi sağlamak için eşit kalınlıkta olması, orta tel boyunca düzgün olarak uzatılması gerekir. Bunu sağlamak için bu kolların orta tele 45-60 cm aralıklarla fazla sıkıp boğmadan bağlanması gerekir. Yan dallar kollardan 20-30 cm aralıklarla sağlı-sollu olarak çıkan dallardır. Bu dalların dış tele bağlanması, kalan diğer dalların kesilerek atılması gerekir. Aksi taktirde istenmeyen dallar zamanla diğerlerine sarılarak onların düzgün olarak gelişmelerini engellerler. İkinci yılı izleyen kış döneminde kollar ve yan dallar uçlarından geriye doğru 0.65 cm kalınlığa kadar olan yerden itibaren kesilip atılmalıdır. İlk ürün, üçüncü yılda bu dallardan çıkan sürgünlerden elde edilmektedir.

Şekil 15. Fidanlar yanlarına dikilen hereklere bağlanarak dik ve düzgün büyümeleri sağlanır

Üçüncü yıl kolların bitişikteki omcaya 30-50 cm yaklaşıncaya kadar uzatılması gerekir. Bunu sağlamak için uçtaki kuvvetli sürgünlerden biri lider olarak seçilip orta tele bağlanır. Kollardan çıkan yan dalların kollara dik olarak gelişmesi sağlanır. Kollarla rekabet edecek olan ve dış tel boyunca büyüyen paralel dallar kesilir. Üçüncü yıl yapılan şekil budamalarıyla omca iskeleti oluşturulur. Meyveler son yılın sürgünlerinden elde edilir. Üçüncü yılda yeterince gölgelenme olmadığı için meyvelerde güneş yanıklıkları görülebilir. Üçüncü yıl vejetatif gelişmeyi teşvik etmek için meyve seyreltmesine gidilmelidir. Üçüncü yılın sonundaki kış dinlenme döneminde yapılan budamalarla omca üzerinde eşit aralıklı ve karşılıklı olarak dengelenmiş 15-20 adet çubuk bırakılmalıdır. Bu dönemde yine obur dallar ve gövde üzerinden çıkan dallar kesilip atılır. Kollar ve yan dallar dördüncü yıla girinceye kadar oluşturulmalıdır. Bundan sonra yapılacak budamalarla meyve veren dallar yenilenir, omcanın çatısı korunur ve ürün yükü ayarlanır.

Ürün Budaması

Optimum düzeyde her yıl verim almak ve omcalara verilen şekli uzun yıllar muhafaza etmek için kivilerde budamanın sürekli olarak yapılması zorunludur.

Kış Budaması: Kış budaması yapılırken önce omca üzerinde bulunan fakat varlıkları istenmeyen ters yönde büyümüş, eğilmiş, bükülmüş, birbirini üstlemiş, rüzgardan zarar görmüş dallar, komşu omcaların içerisine kadar girmiş dallar ve kollardan çıkan obur dallar dipten çıkarılır. Çok kuvvetli dallar altında yaz boyunca gölgede kalmış zayıf dallar, zayıf çiçek gözü teşekkül ettirdiklerinden bir sonraki yıl bu dallardan meydana gelen meyveler de zayıf ve kalitesiz olacaktır. Genellikle daha küçük dallar kuvvetli dallara göre daha az sayıda ve daha küçük meyve oluştururlar. Dik büyüyen kuvvetli dallar çoğunlukla tellere bağlanırken kırılırlar. Böyle dallar aşırı geliştiklerinden zamanla diğer dalların gölgede kalmalarına neden olurlar. Ayrıca bu dallar her ne kadar iri ve kaliteli meyveler meydana getirmiş olsa da bu meyveler ana gövdeden çok uzakta teşekkül ettiklerinden arzu edilmezler.

Daha sonra omcanın gelişme durumu ve yaşına göre omca üzerinde belirli sayıda çubuk bırakılır. Bu sayı dördüncü yaşta 12, beşinci yaşta 18, altıncı yaşta 24, yedi ve yukarı yaşlarda 30 ile 40 arasında değişir. Çok gerekmedikçe ana kollar üzerinden çıkan kısa boğumlu meyve dallarının budanmamaları gerekir. Çünkü bu dallar çok verimli dallardır. Yaşlı dalların derin budanması gerekir. Eğer normal olarak bırakılacak bir yaşlı dallar arasındaki mesafe 45 cm'den fazla ise bu durumda iki yaşlı dallar da bırakılabilir. Ancak bu dalların bir önceki yıl meyve vermiş gözlerin 2-4 göz ilerisinden budanması gereklidir. Dallar arasında sıkışıklığa yol açmamak için 1-2 bazen 3 yaşlı meyve dallarının omcanın her tarafına eşit bir şekilde dağıtılmasına dikkat edilmelidir. Yaşlı dallar kesildikten sonra eğer geriye yenilenecek dal kalmamış ise bu gibi durumlarda uzunluğu 3-5 cm olan yaşlı dal parçaları bırakılarak bunlardan sonraki yıllar için yeni sürgünler oluşturulması yoluna gidilir. Yeni sürgünler elde edildikten sonra bu dal parçaları uygun yerlerinden kesilip atılmalıdır.

Çubuklar seyreltildikten sonra kalan çubukların uçları 10-14 göz üzerinden kısaltılarak uçlarından kenar tellere bağlanır. Eğer kollardan üç ve daha yaşlı dallar varsa bu dalların dipten kesilerek yenilenmesi gerekir (Şekil 16). “Yenilenen Dal” olarak adlandırılan bu dal 15 ile 40 cm kadar ana kollara yakın olmalı ve en az kendisinin üzerinde meydana geldiği yaşlı meye dalı uzunluğunda olmalıdır. Budama, omcanın bir ucundan başlanıp diğer ucuna doğru yapılır. Prensip olarak 1 cm kalınlığındaki dalların tamamında uç alma veya kesme işlemi yapılmalıdır. Bırakılacak dal uzunluğu normal gelişen dallarda 80-100 cm, kuvvetli gelişmiş dallarda 120-150 cm ve zayıf gelişen dallarda 40 cm olmalıdır. Eğer bir önceki yıl meyve verimi az olmuş ise o zaman aynı yıl meyve verimini normalin üstünde beklemek gerekir. Böyle bir durumda bırakılacak dal uzunluğu olması gerekenden 20 cm kadar daha kısa olmalıdır. Böylece daha az sayıda ve fakat daha iri meyve elde edilmesi teşvik edilmiş olacaktır. Tersine olarak bir önceki yıl aşırı miktarda verim elde edilmiş ise aynı yıl az sayıda meyve teşekkül edecek demektir. Bu gibi durumda verimin daha da aşağı düşmemesi için şiddetli budamadan kaçınılmalı dallar normale göre biraz daha uzun bırakılmalıdır. İzlenecek bir başka yöntem de dallar üzerindeki meyve gözlerini sayıp bunlardan %10-14'ünü bırakıp diğerlerini kesmektir. Genel olarak bırakılan bu gözlerin yarısından üzerinde 4-6 adet meyve veya meyve salkımı veren sürgünler elde edilir. Örneğin eğer bir dal 10 göz üzerinden budanmış ise bu gözlerin 5 tanesi sürecektir. Her bir sürgünden 5 adet meyve elde edileceğinden bu daldan toplam 25 adet (yaklaşık 2.5 kg) meyve elde edilecek demektir. Bu orana göre normal bir kivi omcasından 75-100 kg meyve elde edilebilir. Bu şekilde bir verim, zamanında sulanmış, bakım ve seyreltme işlemleri usulüne göre yapılmış omcalar için geçerlidir.

Şekil 16. Budanmamış (1) ve budanmış (2) kivi omcaları, iki yaşlı kivi dalları (3) ve üç yaşlı (4) dallarda dal yenilemeleri.

Erkek kivi omcalarını budamaktan maksat bunlardan çiçek zamanı maksimum sayıda çiçek elde etmek ve bu çiçek verimliliğini her yıl devam ettirmektir. Ancak omca çatısının genel yapısını bozmamaya dikkat etmek gerekir. Aksi taktirde budama ilaçlama ve diğer bakım işleri güçleşir. Erkek omcalar budanırken izlenecek yollardan biri, çiçeklenme bittikten sonra dalların çoğununun 15-30 cm üzerinden kesilip atılmasıdır. Aynı yıl meydana gelecek yeni sürgünlerden ertesi yıl yeteri oranda çiçek elde edilebilecektir. Erkek omcalar dişi omcalara oranla daha hafif budanırlar. Sadece ışık girişini engelleyen bir birine girmiş dallarda şiddetli budama yapılır. Diğer dallarda hafif uç alma ile daha fazla sayıda erkek çiçek açtırılması yoluna gidilir.

Yaz Budaması: Kivilerde yaz budamaları, dallar arasına güneş ışığının sürekli olarak nüfuz etmesini sağlamak, kış budaması ile omcalar arasında sağlanmış olan mesafe ve düzeni sürdürmek, yeterli yaprak alanı oluşturarak meyve gelişimini sağlamak, budama sonrası çubuklar üzerinde kalan gözlerin pişkinleşmesini ve ertesi yıl daha fazla ürün almak amacıyla yapılır. Yaz budamalarına çiçeklenmeden hemen sonra başlanabilir. İlk önce çiçek açmayan tellerden dışarıya sarkmış dallar kesilip atılır. Ayrıca çiçek açmış koltuk altı meyve dalları da son meyveden itibaren 4-6 yaprak sayılarak kalan kısmı kesilir. Yaşlı dallardan çıkan obur dallar ve diğer dallara sarılmış dallar da kesilip atılır. Yaz boyunca vejetatif büyüme çok kuvvetli olabilir. Ertesi yıl varlığı istenmeyen dalların yaz budamaları ile kesilip atılması gerekir. Yaşlı dalların yerine konacak dallarda uç alma yapılarak bunların diğer dallara sarılması önlenmiş olunur. Yaz budamaları yapılırken aşırıya kaçmamaya dikkat etmek gerekir. Aksi taktirde meyve yanıklıkları söz konusu olabilir. Yaz budamalarında gövdeden çıkan obur dalların dipten kesilip çıkarılması gerekir (Şekil 17).

Şekil 17. Yaz budamaları ile bir birine girmiş olan sürgünle budanarak omcanın her tarafının güneş ışığından yararlanması sağlanır.

Meyve Seyreltme si

Kivilerde diğer meyvelerdeki gibi meyve dökümleri olmaz. Meydana gelen tüm meyveler hasat zamanına kadar omca üzerinde kaldığından seyreltilmenin elle yapılması gerekir. Kivilerde meyve seyreltmeye daha çiçekler açmadan başlamak mümkündür. Çünkü çiçek açma döneminde yassılaşmış (fan) meyve oluşturacak gözleri normal meyve gözlerinden ayırmak mümkündür. Meyveler teşekkül ettikten sonra seyreltme işine ne kadar erken başlanılırsa kalan meyvelerin irileşmesi o oranda fazla olur. Eğer kış budamaları usulüne uygun olarak yapılmış ise üçlü gruplar halinde oluşan meyvelerde ortadaki iri olanının bırakılıp diğer ikisinin seyreltilmesi gerekir. Prensip olarak yan yana duran her iki gözden 3 adet meyve oluşması, kalan meyvelerin seyreltilmesi tavsiye edilir (Şekil 18).

Şekil 18. Seyreltilmiş ve normal yükleme yapılmış bir meyve dalı

 

Yabancı Ot Kontrolü

Kivi yüzlek köklü bir bitki olduğundan toprak işleme yolu ile yabancı otların kontrol altına alınması doğru değildir. Çünkü toprak işleme sırasında köklerin önemli bir kısmı zarar görebilir. Toprak işleme yerine omca altlarının gövdeye zarar vermeden ot öldürücü ilaçlarla ilaçlanması, sıra aralarının ise çimenli bırakılarak sürekli biçilmesi gerekir (Şekil 19).

Şekil 19. Yabancı ot kontrolünün sadece sıralar üzerinde yapıldığı bir kivi
bahçesi

Sulama

Kivi su tüketim ihtiyacı fazla alan bir meyve türüdür. Bir vejetasyon döneminde 1500 mm'nin üzerinde su tüketilmektedir. Verim çağındaki bir dekar kivi bahçesinden yaz aylarında her gün yaklaşık 6.5 ile 7.5m 3 su tüketilmektedir. Genel olarak hava sıcaklığının 21°C'nin üzerine çıktığı günlerde verim çağındaki bir omcanın her gün 100-150 litre su tüketebileceğini söylemek mümkündür.

Kivi yetiştiriciliğinde en çok damla sulama ve mini yağmurlama (mikrojet) sistemleri tercih edilmektedir. Minisprinkler veya mikrojet sulama sistemi verim çağındaki kivi omcalarının sulanmasında tercih edilmektedir. Çünkü omca altında daha fazla alan daha mütecanis bir şekilde sulanır. Sulama sistemi kolay kurulur. Damla sulamada olduğu gibi sık sık tıkanma olmaz. Oransal nemi düşük olan bölgelerde omca çevresindeki havanın nem oranı yükseltilmiş olunur. Suda eriyen gübrelerin bu sistemle uygulanması kolaydır. Mini sprinkler sulamada 180–540 cm yarıçaplı bir dairesel alan sulanabilir. Bu sulama yöntemi haftada 2 ile 4 kez tekrarlanmalıdır. Her seferde 8 -12 saat sulama yapılmalıdır. Sulama başlıklarının kapasitesi ortalama 60 Litre/saattir (Şekil 20).

Şekil 20. Yeni tesis edilmiş bir kivi bahçesinde destek ve sulama sitemi

Bir dekarlık sulama sistemi için gerekli malzemeler:

Basınçlı pompa

1 adet

Filtre

1 adet

Ana hat borusu (63mm çap, 6 atüye dayanır)

35 m

Lateral boru (20mm çap, 6 atüye dayanır)

250 m

Damlatıcı (4 l/h, 0.5-5 atüde sabit debili)

100-200 adet

Mini sprinkler

40-56 adet

Bağlantı elemanları, kör tapalar, vanalar, dirsekler, T'ler, tel askılardır.

 

 

Gübreleme

Kivi bahçesi tesis edilmeden 1-2 ay önce bahçe toprağı analiz ettirilmeli, toprağın organik yapısı, kireç içeriği, kükürt ve diğer besin element seviyeleri saptanmalıdır. Normal olarak 1 dekar alana dikim öncesi 4-6 ton ahır gübresi ve analiz sonuçlarına göre fosfor ve potasyumlu gübreler verilmelidir. Dikimde azotlu gübre kullanılmamalıdır. Ancak ilk iki yıl az, fakat sık aralıklarla azotlu gübre uygulanmalıdır. Azot genç asmalarda büyümeyi sağlayan temel besin maddesidir. Azotlu gübrelerden amonyum nitrat ve üre çok iyi azot kaynaklarıdır. Yıllara göre verilmesi gereken temel bitki besin element miktarları (Çizelge 3)'de verilmiştir. Azotlu gübreler asma kök bölgesine granül halde uygulanabildiği gibi sulama suyu ile sıvı formda da verilebilir. Eğer azotlu gübreler sıvı formda veriliyorsa her iki haftada bir verilmelidir. Azotlu gübreler asmalara Temmuz ayından sonra uygulanmamalıdır. Aksi taktirde bitkilerdeki vejetasyon periyodu uzayarak yaprak dökümü geciktirilir ve sürgünler kışa pişkinleşmeden girdikleri için kış soğuklarından zarar görürler.

Gübrelerin uygulanma dönemde toprağın yeterince nemli olması gerekir. Bunu sağlamak için gübrelemenin ya sulamadan 1-2 gün sonra yapılması veya kuvvetli bir yağmurdan sonra verilmesi gerekir.

 

Çizelge 1. Orta verimli topraklarda saf madde olarak omca başına
verilmesi gerekli gübre miktarları

Bitki yaşı

N (gr)

P 2 O 5 (gr)

K 2 0 (gr)

1

40-50

20-30

30-40

2

50-100

50-70

70-90

3

100-150

70-90

90-100

4

150-200

90-110

110-130

5

200-250

110-130

130-150

6

250-300

130-150

150-180

7

300-400

150-200

180-250

HASAT- DEPOLAMA

Kivi meyveleri omca üzerinde olgunlaşmayıp hasat edildikten belirli bir süre sonra yeme olumuna gelirler. Diğer meyve türlerinde meyvelerin hasat olumuna gelmeleri kolay anlaşıldığı halde kivilerin hasat olumuna gelip gelmedikleri sadece refraktometre ile suda çözünen kuru madde (SÇKM) miktarı ölçülerek anlaşılır (Şekil 21). Hasat zamanı SÇKM miktarı % 6.5 ile 7.5 arasında olmalıdır. Standart olgunluğuna erişmiş kivi meyvelerinin tamamı bir seferde hasat edilir. Hasat yapılırken yumuşak dokulu önlük giyilmelidir. Meyvelerin depolama esnasında hiçbir şekilde etilen gazına maruz bırakılmamalıdır. Bunun için elma gibi hasat sonrasında etilen gazı yayan meyvelerle aynı depoya konmamalıdır. Aksi taktirde çok kısa sürede meyveler yumuşar ve depolama ömürleri kısalır. Meyveler depolamadan önce boy ve kalitelerine göre sınıflandırılarak depoya konmalıdır. Meyveler depoya konurken sandıkların etrafı streç film veya polietilen ile sarılması su kaybını ve solunumu azaltacağından depolama süresi uzatılmış olur.

Meyveler mümkün olduğu ölçüde 0 ° C'de ve %95 nispi nem oranında depolanmalıdır. Kivi meyveleri dona karşı çok hassas olduklarından depolama esnasında sıcaklığın 0 ° C'nin altına düşmemesi şarttır. Kivi meyvesi hasat zamanında dahi bünyesinde yüksek oranda nişasta ihtiva eden birkaç meyve türünden biridir. Nişasta parçalanması veya nişasta hidrolizi hasattan sonra başlar.

Şekil 21. Kivinin hasadı refraktometre değerine bakılarak yapılır

 

NAR YETİŞTİRİCİLİĞİ

Bir ılıman iklim meyve türü olan narın ana vatanı, Ortadoğu, Anadolu, ve Kafkasya ile İran Körfezi arasında kalan bölge olup, binlerce yıldır üretimi ve tüketimi yapılmaktadır.

Nar bitkisi doğal olarak küçük yapılı ağaçlar olduğu için birim alana dikilen fidan sayısı ve dolayısıyla ürün miktarı fazla, hasat ve ilaçlaması kolay, muhafaza ve taşımaya dayanıklılığı, uzun bir dönemde pazara arz olanağı gibi avantajları olan bir bitkidir. Nar, Türkiye'nin hemen her bölgesinde görülmekle birlikte, en çok Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yetişmektedir.

Nar tatlı, mayhoş ve ekşi olmak üzere farklı 3 tat değerine sahiptir. Farklı yörelerde farklı kullanım şekilleri vardır. Nar bitki kökünden meyve çekirdeğine kadar her yönüyle değerlendirilebilen önemli bir endüstri meyvesidir. Nar genellikle taze olarak tüketilmekte ise de muhafaza süresi uzun olduğundan (2-3 ay) değişik şekillerde tüketimi de yaygındır. Demir, potasyum ve özellikle C vitamini açısından çok zengin olduğu için en ideali taze tüketimdir. Ekşi nar sularından, sirke ve sitrik asit elde edilmekte ayrıca kaynatılıp koyulaştırılarak çorba ve salatalarda limon yerine kullanılabilmektedir. Tansiyon düşürücü, ateşli hastalıklarda ateş düşürücü ve hazmı kolaylaştırıcı, adale kasılmalarını, barsak enfeksiyonlarını önleyici, barsak parazitlerini düşürücü, ishal ve dizanteri tedavilerinde kullanılan çeşitli ilaçların yapımında kullanılmasının yanı sıra ferahlatıcı ve serinletici etkisi vardır. Nar kabuğunda bulunan zengin tanen; deri işleme sanayiinde ve meyve sularının durultulmasında ve çinko zehirlenmelerinin önlenmesinde yoğun olarak kullanılır. Ayrıca nar kabuğu ve çiçeklerinden boya ve mürekkep imalinde yararlanılmaktadır. Nar çekirdekleri pamuk tohumu ile aynı oranda yağ içermektedir. Yağ sanayiinde arta kalan posa, östrojen hormonu içeren en zengin bitkisel kaynak durumundadır. Bu da besin unu olarak hayvan yemlerine katılarak süt verimini arttırır.

Şekil 22. Nar bahçesi

NARIN MORFOLOJİK VE FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Ağaç Özellikleri

Nar bitkisi 1-5 m boyunda çalı ya da ağaçcık şeklinde çok dallı bir taca sahip olup, genç dallar köşeli, koltuk sürgün uçları sivri ve iğ şeklindedir.

Yapraklar

Yaz sürgünleri üzerinde sık bir şekilde bulunurlar. Kenarları tüylü, üst yüzeyleri dumanlı ve açık yeşil renktedir.

Çiçekler

İki eşeyli, büyük, kendine özgü kırmızı nadiren sarı ya da beyaz renkte ve kokusuzdur. İlk dönemde oluşan çanak şeklindeki çiçekler meyve bağlamayıp tozlamada yardımcı olduktan sonra dökülmekte, daha sonra oluşan çiçekler meyve bağlamaktadır. Diğer meyve türlerine göre geç çiçek açtığı ve çiçeklenme periyodu uzun olduğu için çiçeklenme döneminde oluşabilecek ilkbahar geç donlarından korunur ve aynı ağaçta uzun bir zaman periyodunda gerçekleşen çiçeklenme nedeniyle soğuk zararı söz konusu olsa bile yeni açan çiçekler sayesinde üretici zarar görmez.

 

Şekil 23. Nar çiçeği

Meyveler

Meyveler parlak kırmızı, sarımsı, yeşil ya da beyazımsı renkte derimsi yapıda bir kabukla kaplıdır. 5-15 cm çapında ve küreseldir. Meyveler daneli tohumlar köşeli ve içleri serttir.

Hasat edilen meyveler dayanıklı meyve kabuğu nedeniyle depolama ve taşıma sırasında diğer meyvelere oranla daha az zarar görür ve iri meyve yapısına sahip olduğu için hasat kısa zamanda yapılır.

Tozlanma

Büyük ölçüde böceklerle olur. Bazı narlar ise kısır çiçeklere sahiptir.

Verim

Narlar genellikle erken yaşlarda meyveye yatarlar. İyi bakımlı bir ağaç 3. Yılda meyveye yatmaya başlar. 4. Yılda tam meyve alınabilir. Ortalama verimi 35-70 kg arasındadır.

Çeşitler

Ülkemizde standart nar çeşitlerinin özelliklerinin belirlenerek üretimin gelişmesi de amaçlanmıştır. Bütün bölgeler için nar tipleri olarak Devedişi, Kadı, Lefon, Misk, Zivzik, Çekirdeksiz ve Hicaznarı çeşitleri önerilmiştir. Ayrıca Akdeniz Bölgesinde Keben, Katırbaşı ve bazı çekirdeksiz narlar; Ege bölgesinde ise “İzmir” serisi olarak tescil ettirilen 12 adet yumuşak çekirdekli (1, 15, 23, 26, 1261, 1265, 1267, 1445, 1453, 1465, 1479, 1483), 6 adet tatlı-sert çekirdekli (2, 8, 10, 12, 16, 29) ve 3 adet mayhoş nar (1264, 1499, 1513) çeşitleri kullanılmaktadır.

Şekil 24. İzmir 1513 nar çeşidi

İklim İstekleri

İklim ve toprak istekleri bakımından seçici olmayan ve deniz seviyesinden 1000 m yüksekliğe kadar hemen her yerde yetiştirilebilen nar sıcak ve kurak iklim meyvesidir. Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçen yörelerde yetiştiriciliği uygundur . Kışları sert geçen bölgelerde güneye bakan yönler don zararından kaçınmak için önerilebilir. Bitki g enellikle – 10 ° C ye kadar dayanır. -15 ° C ve daha düşük sıcaklıklarda dallar, -20 ° C' de bitki zarar görür. Tropik iklimlerde her dem yeşil olmasına karşılık, Subtropik ve ılıman bölgelerinde yaprağını dökmekte ve çok az bir soğuklama ihtiyacı göstermektedir.

Toprak İstekleri

Nar, çok çakıllı kumlu topraklardan, killi ve ağır topraklara kadar hemen her türlü değişik toprak tiplerinde yetişebilir. Ekonomik ürün alabilmek için en uygun topraklar; derin, tınlı, geçirgen, hafif alkali, organik maddelerce zengin olanlardır. Ayrıca çok kurak ve çok nemli toprak koşullarında da yetişebilmektedir. Birçok bitki türü için zararlı olabilecek 6 milimhos/cm tuz miktarına tolerans gösterebilmekte, her iklim koşulunda 150 ile 200 yıl kadar yaşayabilmektedir.

Fidan üretimi

Narlar, tohumla, çelikle ( odun çeliği, yeşil çelik) daldırmayla, dip sürgünleriyle ve aşıyla üretilebilmektedir. Tohumlar dinlenme periyoduna ihtiyaç göstermeden kolayca çimlenirler. Fakat ticari amaçla yetiştiricilik yapıldığında bu yol tercih edilmez. Ancak ıslah çalışmalarında geniş bir varyasyon elde etmek amacıyla düşünülebilir. Yaygın olarak uygulama ise; çelikle çoğaltma metodudur. En kolay ve başarılı üretim şekli odun çeliklerinin köklendirilmesi ile olur.

Odun çelikleri, ağaçlar sonbaharda yaprağını döktükten sonra, 0,7 ile 1,5 cm çapında ve 20-25 cm uzunluğunda alınır . Dikim yapılacak tarla derin sürülür ve tesviye edilir. Sıra araları el ile işlenecek ise 70 cm, makine ile işlenecek ise 120 cm olacak şekilde ince çiziler açılır. Açılan çizilere 15-20 cm aralıklarla plantuvarla delikler açılıp odun çelikleri 5-6 cm'lik kısımları dışarıda kalacak şekilde dikilerek sıkıştırılır. Yanmış çiftlik gübresi ve toprak karışımı ile üzerleri kümbet yapılır ve hemen can suyu verilir. Kaymak tabakası oluşturmamak için çepin yardımı ile kaymak tabakası kırılmalıdır. Yazın toprağın su tutma kapasitesine göre 7 ile 10 gün aralıklarla bolca su verilmeli ve yabani otlar temizlenmelidir. Çelikle çoğaltmada köklenme yüzdesi çok yüksek olup, yüzde yüze yakındır. Bu sistem fazla bir işgücüne ihtiyaç göstermediğinden halk arasında da benimsenmiştir.

Yeşil çelikle üretim de az kullanılan bir yöntemdir. Yazın yapraklı olarak o yıl ki sürgünler kesilerek çelik alınır. Bu iş için sisleme seralarına ihtiyaç vardır. Köklenme ortamı kum ve perlit gibi ortamlar olmalıdır.

Dikim

Narlarda genellikle ilkbahar ve sonbahar dikimi yapılır. Nar bahçesi 2,5 m x 4 m, 3 m x 4 m, 4 m x 4 m veya 3 m x 5 m aralıklarla tesis edilir. Fidan çukurları 40 cm çapında 40-50 cm derinlikte açılır. Çukurun içine 2-3 kürek yanmış çiftlik gübresi ile toprak karışımı konur. Bir yaşlı fidanlar, kök boğazının toprak seviyesinde olmasına dikkat edilerek dikilir ve fidanın yanına herek çakılarak, bağlanır ve fidanın çevresi çanak yapılarak bolca can suyu verilir.

Budama

Budama zamanı kışın ve yazın olmak üzere iki devrede ve ilk yıllarda şekil, daha sonraki yıllarda ise ürün budaması şeklinde yapılır. İlk yıl d ikimden sonra fidanın boyu 50-60 cm'den budanır. Eğer fidanın boyu kısa ise, sürgünler 2-3 göz üzerinden kesilerek kuvvetli büyüme teşvik edilir. Çalı formunda bitki olması nedeniyle dipten farklı yönlerden çıkan 3-4 dal seçilerek 50-60 cm'den tepeleri vurulur ve alçak taçlanmaları sağlanır. Bunların dışında çıkan dip sürgünleri devamlı kesilir. Şekil budamasına 2-3 yıl devam edildikten sonra, ağaç verime yatınca, meyve veren dallar uç kısımlarda olduğu için uç alma işlemi bırakılır. Seçilen 3-4 gövde dışında çıkan dip sürgünleri obur ve kurumuş dallar kesilir.

Nar dikimden itibaren üçüncü yılda ürün vermeye başlar ve 7-10. yıllarda tam verime geçer ve uzun yıllar verim verir. Ağaç yaşlandığı ve verim azalması başladığı zaman (20-30 yıl) toprak üstü gövdeleri kesilerek yeni sürgün teşekkülü sağlanarak gövdeler gençleştirilir.

Gübreleme

Gübreleme yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre yapılmalıdır. Bilinçli bir gübrelemenin amacı, bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerinin, gereken miktarda ve zamanında, bitkinin alabileceği formlarda toprağa vermektir. Eğer analiz yaptırılmadıysa ve besin elementi noksanlığı belirtileri görülmüyorsa narlara organik gübre verilir.

Organik gübreler içinde en çok kullanılan çiftlik gübresidir. Çiftlik gübresi hem bitki besini içerir ve hem de toprak ıslah edici özelliği vardır. İlk yıllar ağaç başına 5-10 kg çiftlik gübresi verilmeli, daha sonraki verim yıllarında 40-50 kg' a kadar çiftlik gübresi gövde çevresine dal uçlarının ulaştığı mesafeye kadar serpilerek toprağa karıştırılmalıdır.

Ayrıca narlara organik gübre olarak fiğ ve bakla bitkileri dikimden önce veya sonraki yıllarda sıra aralarına ekilir ve çiçeklenme döneminde sürülerek toprağa gömülür.

Genel olarak verime yatmış narlarda ticari gübre olarak:

Amonyum sülfat : 500-600 gr

Triple süper fosfat :200-300 gr

Potasyum sülfat : 150-300 gr uygulaması yapılabilir.

Sulama

Narlar sıcak ve kuru hava şartlarının yanı sıra, nemli ve serin toprak şartları isterler. Yağışların yeterli olmadığı dönemlerde narlarda sulama şarttır. Kaliteli ve bol ürün elde etmek ve meyvelerin çatlamasını önlemek için düzenli sulamanın (10-15 gün arayla) önemi büyüktür. Nar sulama zaman ve miktarları iyi ayarlanmalıdır. Eksik veya aşırı ya da düzensiz sulamalarda meyve kabuğunda çatlamalar görülmektedir. Narlar genellikle tava ve karık usulü yöntemi ile sulanmaktadır. Damlama sulama, mini spring veya sızdırma usulü sulama narlar için en idealidir. Özellikle odun gözlerinin sürmesi, çiçek tomurcuklarının görünmeye başlaması ve meyve gelişmesi döneminde bol miktarda sulanmalıdır. Meyve olgunlaştığında, derimden 10-15 gün önce sulama kesilmelidir.

Toprak İşleme

Narlarda toprak işleme diğer meyvelerde olduğu gibi yapılır. İlk yıllar toprak derin sürülerek mümkün olduğu kadar ağaç gelişmesine yardımcı olmak ve ot kontrolünü sağlamak hedeflenir. Diğer yıllarda toprak işleme sadece ot kontrolü ve toprağın havalandırılması için fazla derin olmayacak şekilde, ağacın köklerine zarar vermeden yapılmalıdır.

Hasat ve depolama

Narlar çeşide özgü irilik ve rengi aldığında ve kalikslerin dışa doğru kıvrılmaya başladığı devrede, bölgelere göre değişmekle birlikte, genellikle ağustos ayından başlayarak kasıma kadar uzun bir dönemde hasat edilebilirler. Hasadın geniş bir zaman periyoduna yayılması işçi bulma ve pazarlamada oluşabilecek sıkışıklığa engel olur. Nar meyvesi sonbaharda toplandığı için halk arasında da doğal olarak nemli ve serin yerlerde (kuru kum) 2-3 ay saklanmaktadır. İdeal depo şartlarında ( +5 C de % 75-80 oransal nem) 2 aya kadar sağlıklı bir şekilde muhafazası mümkündür. Narlar genellikle tek, tek makasla kesilerek hasat edilirler. Hasattan sonra bir kısmı pazara, bir kısmı da depolara konularak muhafaza edilirler.

 

İNCİR HASTALIK VE ZARARLILARI

İncir hastalıkları

Meyve Ağaçlarında Beyaz Kök Çürüklüğü Hastalığı (Rosellinia)

Kök çürüklüğüne yakalanmış ağaçlarda ilk belirti yapraklardaki sararmalardır. Yaprak sararmaları ağacın tümünde veya ağacın bir yönünde olabilir. Yapraklarda küçülmede olabilir. Hasta ağaçlarda büyümede durgunluk ve geriye doğru ölüm söz konusudur. Meyve verimi ve kalitesi düşer, meyveler irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülürler.

Şekil 25. Beyaz kök çürüklüğü hastalığından kurumuş incir ağacı

Kök çürüklüğü ağaçların kurumasına neden olduğundan ekonomik kayıp önemlidir. Özellikle incirlerde oluşturduğu zarar diğer meyve ağaçlarına oranla daha fazladır.

Mücadelesi

a. Ağır ve su tutan topraklarda bahçe kurulmamalıdır.

b. Toprakta fazla su birikmesine engel olunmalı, bunun için gerekirse kurutma hendekleri açılarak fazla su akıtılmalı toprağın en iyi bir şekilde havalanması sağlanmalıdır.

•  Bahçeler sel sularından korunmalıdır.

•  Sulama suyu ve gübre ağaçların taç izdüşümlerine verilmelidir.

•  Bulaşık bahçelerde İlkbaharda ağaçların kök boğazları ana köklere kadar açılarak Yaz boyunca güneş ve hava almaları sağlanmalıdır.

•  Hastalığa dayanıklı anaçlar kullanılmalıdır.

•  Kimyasal mücadelede İlkbaharda ağaçların dipleri açılarak kök ve kök boğazları incelenir. Kökleri tamamen çürümüş olan fidan ve ağaçlar sökülmeli, çukurlara m 2 'ye 3 kg hesabıyla sönmemiş kireç veya % 35'lik kara boya eriyiği ile bolca sulanıp kapatılmalıdır.

•  Hastalık yeni başlamışsa, ağaçların çürümüş kısımları sağlam kısma kadar temizlenmeli ve temizlenen kısımlara 750 gr. Ardıç katranı+250 gr. Göztaşı karışımı sürülmelidir. Sağlam ağaçları korumak için m 2' ye 10 lt ilaçlı su gelecek şekilde % 5'lik kara boya veya %2'lik göztaşı eriyiği uygulanmalıdır.

İncirlerde Çelik Marazı Hastalığı

Hastalık sürgünlerde büyümenin durması ve zayıf düşmesi ile belli olur. Hasta kısımlarda kabuğun altı normal rengini kaybederek esmerleşir ve çürür. Hastalığa yakalanan dallardan koyu bir zamk sızar ve dallar kurur.

Şekil 26. Çelik marazı hastalığının dallardaki belirtisi

İncir ağaçlarının önemli bir hastalığıdır. Üreticiler emzik marazı adı verirler. Kültürel ve kimyasal program titizlikle yerine getirilmelidir.

Mücadelesi

a. Budama mevsiminde hastalık ağacın tümünü kapsamış ise böyle ağaçlar sökülmelidir.

•  Hastalık yeni bulaşmış ise hastalıklı kısımlar sağlam kısma
kadar temizlenmelidir. Budanan ve temizlenen kısımlara 3 kısım ardıç katranı+bir kısım toz halinde göztaşı karışımı sürülmelidir.

•  Budama aletleri alevden geçirilerek veya sodyum hipoklorit ile dezenfekte edilmelidir.

•  Budamayı takiben ağaçlara, % 2'lik Bordo Bulamacı atılmalıdır.

•  Hastalıklı ağaçlardan aşı kalemi veya çelik alınmamalıdır.

İncirlerde Aflatoksin Oluşumu

Aflatoksin bir çok gıda maddesinde olduğu gibi incirlerde oluşmakta ve tüketim aşamasında insan sağlığı ve dış satım açısından sorunlar oluşturmaktadır.

İncirde aflatoksin oluşumunun ağaç oluşumu (taze incir) döneminde başladığı ve bulaşmanın ilekleme sırasında ilek arıcığı ile olduğu belirlenmiştir.

Mücadelesi

•  Zamanında ve tekniğine uygun şekilde budama yapılmalıdır.

•  Temiz ilek kullanılmalıdır.

•  Gübreleme analizlere göre yapılmalıdır.

•  Ekşilik böcekleri ve sirke sinekleri ile İlkbahardan itibaren
çekici yem tuzakları ile mekaniksel mücadele yapılmalıdır.

•  Hasat döneminde yere düşen buruk meyvelerin sık sık
toplanması gerekmektedir.

•  Kurutmanın tahta ızgaralar üzerinde yapılması
gerekmektedir.

•  Kuru incir özelliği kazanmayan incirlerde sergiden alınıp
depolanmamalı ve işlenmemelidir.

•  İncir sergiden alınırken hurda incirler ayrılmalıdır.

•  Hasat sonrası toprak ve ağaç üzerindeki ürün kalıntıları
toplanıp bahçeden uzaklaştırılmalıdır.

•  17726 sayılı incir yönetmeliğine titizlikle uyulmalıdır.

İNCİR ZARARLILARI

Kanlı Balsıra

Şekil 27. Kanlı balsıra ergin dişilerin üstten ve alttan görünüşü

Şekil 28. Kanlı balsıra zararına uğramış incir sürgünü

Kanlı Balsıra zararlısı ağaçların sürgün, yaprak ve yoğun olduğu durumlarda meyvelerinde bulunur. Hücre özsuyunu emerek ağaçların zayıf kalmasına, verimden düşmesine neden olurlar.

Mücadelesi

•  İncir bahçelerinde fiğ, bakla, bezelye gibi baklagiller ara
ziraatı olarak kullanılmalıdır.

•  Toprağın dengeli gübrelenmesi zararlının çoğalmasını
engellemektedir.

•  Potaslı gübreler kanlı balsıranın üremesini önleme yönünden
önemlidir.

•  Bu zararlıya karşı 3 dönem ilaçlama yapılmaktadır.

1. İlaçlama zararlının % 90'nında yavru çıkmaya başladığı zaman, 2. İlaçlama son ileklemeden iki gün sonra başlayarak Temmuzun ilk haftasına kadar olan süre içinde 3. İlaçlama ise hasattan hemen sonra uygulanır.

İncir Kurdu

İncir kurdu bulaşmaları incirin hasat döneminde bahçede başlar. Kuru incir depoya konulmadan önce ve konulduktan sonra gerekli önlemler alınmazsa incir kurdunun depoda çoğalması sonucu bulaşma ve zarar katlanarak artmaya devam eder.

Şekil 29. İncir kurdu ergin ve larvası

Şekil 30. İncir kurdu zararına uğramış incir meyveleri

Kuru Meyve Güvesi

İncir kurduna benzer. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde incir kurdu ve meyve güvesinin kuru incirde % 60-70 oranında zarara neden olabildiği belirlenmiştir.

Şekil 31. İncir üzerinde kuru meyve güvesi ergini

Ekşilik Böceği

Larvalar beslenerek meyvenin iç kısmını tahrip ederler. Bu böcekler ayrıca meyveye bazı fungusları (mantarları) bulaştırarak meyvenin ekşimesine akmasına neden olurlar.

Şekil 32. İncir içinde ekşilik böceği larvası

Şekil 33. Ekşilik böceği zararı görmüş kuru incir meyveleri

 

Sirke Sinekleri

Ekşilik böcekleri ve sirke sinekleri son yıllarda kuru incirde aflatoksin oluşturan A spergillus flavus mantarını incire bulaştırmaları nedeniyle daha da önemli hale gelmişlerdir. Bu zararlıların incirde beslenmesi sonucu, ürünün kalitesinin düştüğü, tüketiminde sağlık açısından sakıncalar ortaya çıktığı görülmüştür.

Kuru Meyve Akarı

Kuru meyve akarı bir depo zararlısıdır.

Şekil 34. Kuru meyve akarı

 

Mücadelesi

•  İncir bahçelerinde bu zararlının barınmasını

sağlayacak kuru dallar, işi bitmiş ilekler ve ürün artıkları toplanıp yakılmalıdır.

•  İlkbaharda toprak sürümü yapılmalıdır.

•  Ara konukçuluk edebilecek diğer meyve ağaçlarına yer
verilmemelidir.

•  Yabancı ot temizliğine dikkat edilmelidir.

•  İncir kerevetler üzerinde kurutulmalı, geceleri kerevetler üst
üste konularak üzerleri örtülmelidir.

•  Bahçe deposunda ve sergilerde geceleri ışık yakılmamalıdır.

•  Depolarda zararlı barınmasına olanak sağlayacak yarık, çatlak vb. girintiler sıva ile kapatılmalıdır.

•  Depo eski ürün artıklarından özenle temizlenmelidir.

•  Deponun içi ve dışı kireçle badana edilmelidir.

•  Deponun kapı ve pencereleri zararlı girişini engelleyecek
şekilde telle donatılmalıdır.

•  Depo boş olarak ilaçlanmalıdır.

•  Depolama işlemi sırasında incirin bir yerden başka bir yere
nakli gündüz saatlerinde yapılmalı, gece nakil zorunluluğu varsa ürünün üzeri sıkıca örtülmelidir.

 

NAR HASTALIK VE ZARALILARI

Nar ağaçlarında görülen en önemli hastalık meyvelerde çürüklük yapan mantari etmenlerdir. Özellikle tomurcuk döneminde havanın yağışlı gitmesi hastalığın artmasına neden olur. Bu hastalığa karşı kışın budamadan sonra fungusit (mantar ilacı Bordo bulamacı veya bakırlı bir preparat) ile ilaçlama yararlı olur. Ayrıca çiçeklenme dönemine yakın bir devrede verilecek mantari bir ilaç da meyvelerde iç çürüklüğünü engeller. Meyveler olgunlaşmaya başladığı zaman hasattan yaklaşık 1 ay önce bir fungusit ilaçlamasıyla hem meyvelerin depolama ömrü arttırılır ve hem de meyve kabuğunun renklenmesi daha fazla olur.

Nar zararlıları içinde; Yaprak Bitleri, Kabuklu Bitler, Turunçgil Unlu Biti, Pamuklu Bit, Sıçanlar, Akdeniz Meyve Sineği ve Toprak altı zararlıları görülmektedir. Zararlı görüldüğü andan itibaren etkili bir insektisit ile mücadele edilmelidir.


Meyvecilik Ana Sayfası




page counter
Siteiçi Arama Motoru

 

Google Gruplar
cinarziraat grubuna
kayıt ol
E-posta:

Bu grubu ziyaret et


Dost Siteler

Atletizm Portalı
Çınar Fidancılık
Turkey Hotel Trend
Yemek Tarifleri
tarım ilan sitesi
ısparta şehir portalı
www.bahcesel.com



Ana Sayfa | İlan Ekle | Arıcılık | Bağcılık | Beslenme | Büyükbaş Yetiştiriciliği | Gıda | İpekböceği
Kanatlı| Küçükbaş yetiştiriciliği | Meyvecilik | Sebzecilik | Yetiştiricilik | Tavukçuluk | Ürünlerimiz

cinarziraat@hotmail.com
Sitemizdeki bilgiler yayçep ve www.ebkae.gov.tr den alıntıdır
Elma, Armut, Kiraz, Fidanı, Mahlep, Badem, Zerdali, Şeftali, tohum, tohumu, plastik, aşı bağı, Jersey Mac, Grany Smith, Golden, Starking, Red Chief, Jona Gold, M9, MM106, MM11, Yabani Çöğür, Dixired, Monroe, Nektarin , Armking. Crimson Gold, S.S.Summer Red, Fantassia, 0900 Ziraat, Dalbastı, Aksehir Napolyonu, Allahdiyen,Uluborlu Napolyonu, Lambert, Starks Gold , Beyaz Kiraz, Akça, Williams , Santa Maria , Deveci ,Ankara ,Margeret Maria , Alyanak,Tyrinte , Sekerpare , Tokaloğlu , Ninfa , H.Haliloglu , Hasanbey , Aprikoz(Igdir) , Esme, Limon , Ekmek , Sebin , Bilecik , Kaplan , Yalova-1 , Yalova-3 , Yalova-4 , Trabzon Hurmasi (Cennet Elmasi), Hachiya (Çikolatali) , Hachiya (Çikolatasiz) , Texsas, Nonperail , Drake , Fernandez , Can-Papaz, President, Stanley , Kütahya , Hicaz , Gemlik, Domat , Samanlı , Toprak Ulak, Çakir , Çekiste , Çelebi , Çiller , Elma , Şeftali , Kiraz , Armut , Kayısı , Ayva , Ceviz , Badem, Erik, Vişne , Nar, eğridir, ısparta, afyon, çay,